| 5 yaşımdayken, yeniden canlanma hakkında vaaz veren adam, yanıma geldi ve, birkaç bin insanla beraber, dedi ki | Open Subtitles | عندما كان عمرها خمس سنوات, وهو رجل الذي بشر في الاجتماعات جاءني من بضعة آلاف من الناس وقال لي: |
| Ve sonra, birkaç bin yıl içinde, koşullar tekrar değişebilirdi. | Open Subtitles | وبعد ذلك، خلال بضعة آلاف من السنين، الظروف سوف تتغير. |
| Vekil olmak yalnızca birkaç yüz ile birkaç bin arasında cümle söylemeni gerektiriyor. | TED | أن تكون متكلمًا بديلاً. يتطلب منك الأمر فقط أن تقول بضع مئات إلى بضعة آلاف من الكلمات. |
| Burada, Solomon Adaları'nda, bu türde sadece birkaç bin tane üreyen dişi kaldı ve burası, onlar için önemli noktalardan biri. | TED | وهنا في جزر سليمان، لم يتبقى سوى بضعة آلاف من الإناث الولودة من هذا النوع، وهذه واحدة من المناطق المهمة بالنسبة لهم. |
| Bir kaç bin insandan aldığım örnekler, dünyanın dört bir yanında az miktarda insan, | TED | وهي مبنية على عينة من بضعة آلاف من البشر فحسب، وهي تشكل حفنة من سكان العالم، |
| birkaç bin yıl içinde, tüm dünyadaki kültürler kendi içeceklerini fermente ediyorlardı. | TED | خلال بضعة آلاف من السنين، كانت الحضارات حول العالم تخمر المشروبات الخاصة بها. |
| Bize bağışta bulunanları birkaç bin dolar daha vermeye ikna etmek için Penguenlerin arkasina uydu etiketi yapıştırdım. | TED | في محاولة لإقناع المتبرعين في إعطائنا بضعة آلاف من الدولارات لإلصاق بطاقات القمر الصناعي على ظهور طيور البطريق |
| Ama burada Varşova'da üç tümen çürüyor, harabelerde saklanan birkaç bin suçlu Polonyalı ve Yahudi yüzünden. | Open Subtitles | بينما هنا في وارسو الثلاثة أقسام متعفنة بسبب وجود بضعة آلاف من مجرمين بولنديين و يهود يختبئون في الأحياء الفقيرة |
| Bana sorarsan boşa giden birkaç bin dolar. | Open Subtitles | بضعة آلاف من الدولارات أسفل الأنابيب لـو سألتيني |
| birkaç bin şüpheliyi, daraltacak mısın? | Open Subtitles | لذلك كنت قد ضاقت عليه إلى بضعة آلاف من الناس. |
| Anti yer çekimi alanı son birkaç bin kilometrede işe yaramayacak ve bir kere etkisi kalmadığında, | Open Subtitles | مجال الجاذبية الإصطناعي لن تصمد أكثر من بضعة آلاف من الكيلومترات و حالما يتوقف عن العمل |
| Başka bir dünyada birkaç bin yıl geçirmek sizi tahmininizden daha çok değiştirmiş. | Open Subtitles | بضعة آلاف من السنين في عالم آخر غيرتك أكثر مما تعلم |
| Bana birkaç bin dolar gönderemiyor. | Open Subtitles | إنه لا يمكن أن تطفو لي بضعة آلاف من الدولارات. |
| Tek yapması gereken, alıcının transfer ettiği paradan birkaç bin dolar çekmek. | Open Subtitles | كلّ ما عليها فعله هو سحب بضعة آلاف من الملايين التي يرجّح أنّ المشتري حوّلها خارجيّاً |
| - İstediğiniz kontenjana ulaşabilmek için birkaç bin Fransız uyruklu Yahudi'yi de tahliye etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | للوصول إلى حصة التي عينتها، سنضطر لتجريد بضعة آلاف من الجنسية الفرنسية. |
| Eğer burada yeterince uzun beklersem, mesela birkaç bin yıl kadar benimle Avrasya arasındaki boşluğun genişlediğini görebilirim. | Open Subtitles | لو كتب لي القليل من العمر ما يكفي وليكن بضعة آلاف من الأعوام سألاحظ أن الفجوة بين الصفيحتين تتسع |
| Bir nükleer reaktörü etkin hale getirmek için, ...birkaç bin tane hava santrifüjlerine ihtiyacın var. | Open Subtitles | الآن، للتحكّم بمفاعل نووي، أنت بحاجة إلى بضعة آلاف من غازات أجهزة الطرد المركزي |
| Sanırım birkaç bin yıldan sonra bir şeyler öğrenmişsin. | Open Subtitles | أعتقد أنك تتعلم شيئاً عن شخص ما بعد بضعة آلاف من السنين |
| Şehir birkaç bin iş alır. | Open Subtitles | المدينة يحصل على بضعة آلاف من فرص العمل. |
| Bence boşa harcanmış bir kaç bin dolar. | Open Subtitles | بضعة آلاف من الدولارات أسفل الأنابيب لـو سألتيني |
| Bu çalışmada bir kaç bin şahıs doğumlarından yirmili yaşlarına kadar incelendi. | Open Subtitles | أُجريَت في نيوزيلاندا دراسةً في مدينة تسمى دنيدن حيث تم دراسة بضعة آلاف من الأفراد |