| Motordan bir şeyler alacağım. | Open Subtitles | أنا سَأَحْصلُ على بضعة أشياء مِنْ دورتِي. |
| Pekâlâ herkes dinlesin gitmeden önce üstünden geçmemiz gereken bir şeyler var. | Open Subtitles | إسمع، هناك بضعة أشياء يجب أن ننتهى منها قبل أن نذهب يحتاجون بياناتك الحيوية من اجل عملية عودتك |
| Başlangıç için, alınması gereken bazı şeyler ve kapatmam gereken borçlarım var. | Open Subtitles | لكي نبدأ ، هناك بضعة أشياء لنشتريها وبعض الديون القديمة لندفعها |
| bazı şeyleri duymak hoşuna gitmeyecek. | Open Subtitles | هو لَنْ يَكُونَ سعيدَ ليتَعَلّم بضعة أشياء |
| Ve yaklaşık iki sene sonra, yaklaşık bir sene sonra, bir çok organizasyondan ve bir çok şeyin etrafında dolandıktan sonra bir kaç şey başardık. | TED | وبعد عامين من ذلك .. اعتقد عام .. بعد حفنة من التنظيم والحركة الدؤوبة كنا قد أنجزنا بضعة أشياء. |
| Bu filim hakkında söylenecek iki şey var: filimde gördüğünüz her araç parçası 1999 yılından önce yoktu. | TED | بضعة أشياء يمكن ملاحظتها من هذا الفيلم : كل قطعة من المعدات التي شاهدتموها لم تكن موجودة قبل عام 1999. |
| Açıklanması gereken bir kaç konu var. | Open Subtitles | هناك بضعة أشياء يجب أن تكون واضحة. |
| Ve öğretmenler olarak hatırlamamız gereken bir kaç şey var. | TED | وهناك بضعة أشياء يجب أن نتذكرها كمعلمين. |
| İşi aramalıyım, Birkaç şeyi kontrol etmem gerek. | Open Subtitles | أوه، إيه، ولدي عمل الهاتف فقط فلدي، اطمئنان على بضعة أشياء. |
| Dvd kiraladım, biraz da bir şeyler içtim... | Open Subtitles | ,بعت بعضا من إسطوانتها الخاصة .. و إشتريت بضعة أشياء و علبة سجائر |
| bir şeyler çalmak için oraya gittiğinde kız çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | عندما ذهبت لسرقة بضعة أشياء فقط، كانت ميتة بالفعل. |
| Gerçek şu ki, son 90 dakika da hepimiz bir şeyler öğrendik. | Open Subtitles | في واقع الأمر، أعتقد أننا جميعاً تعلمنا بضعة أشياء في الدقائق الـ90 الماضية |
| Benim ilk olarak kontrol edeceğim, bazı şeyler var, Efendim. | Open Subtitles | هناك بضعة أشياء يجب ان اتاكد منها أولاً، ذلك القنّاص سيدي، على سبيل المثال. |
| İnsan, hastane olmayan ülkelerde uzun yıllar geçirince, ...bazı şeyler öğreniyor. | Open Subtitles | القضاء الكثير مِنْ الوقتِ في عدة بلدانِ بدون الذهاب للمستشفيات، ستلتقطُ بضعة أشياء. |
| Bak, savaşa katılmak, kendinle alakalı bazı şeyler öğretir sana. | Open Subtitles | أترى، الدخول في معركة، يعلّمك بضعة أشياء عن نفسك |
| Bunun yanında sadece Frommer'ın bilmediği bazı şeyleri anlattım. | Open Subtitles | بالرغم من أنّني رايت بضعة أشياء فورمور لم يعرف بشأنها |
| Bunu yapmadan önce, bazı şeyleri bilmem gerek. | Open Subtitles | قبل أن أفعل ذلك، أَحتاجُ لمعْرِفة بضعة أشياء أولاً. |
| Yanıma bir iki şey alayım, hemen yola çıkıyorum. | Open Subtitles | سَأَحْزمُ بضعة أشياء. و سأكون في طريقِي إليكم. |
| Açıklanması gereken bir kaç konu var. | Open Subtitles | هناك بضعة أشياء يجب أن تكون واضحة. |
| Gerçekten kadınlar hakkında öğrenmen gereken bir kaç şey var. | Open Subtitles | حقاً أنت لديك بضعة أشياء لتُدرس حول النساء |
| Bak, Rudy, Sadece sana Birkaç şeyi açıklamak için izin ver, tamam mı? | Open Subtitles | أنظر، رودي، أتَركَني فقط أُوضّحُ بضعة أشياء إليك، حسنا؟ |
| Uh, öyleyse, Kate, gitmeniz için bir kaç şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | بضعة أشياء أخرى من أجل تحضيراتك |
| Anlıyacağın sana söylemem gereken birkaç şey var, sonra işimiz bitiyor. | Open Subtitles | لذلك، لدي فقط بضعة أشياء اريد ان اقولها لك ثم ننتهي |
| Soruna cevaben, evet işim bitince seni öldürebilirim. Hayatın birkaç şeye bağlı. | Open Subtitles | ونعم، للإجابة على سؤالك، عندما ينتهي هذا، قد أقتلك، ذلك يعتمد على بضعة أشياء. |
| - Bunun için çok teşekkür ederiz ama kızının sağlığı için emin olmamız gereken birkaç konu var. | Open Subtitles | ونحن نقدر هذا فعلاً هناك بضعة أشياء علينا فعلها لنضمن سلامة ابنتك |