| Kayıp hafıza kartını bize söyleyen de sizdiniz. | Open Subtitles | أنت الذي أخبرنا عن بطاقة الذاكرة المفقودة |
| Çünkü az önce hafıza kartını antropoloji bölümüne verdin. | Open Subtitles | لأنك أعطيت بطاقة الذاكرة لقسم علم الإنسان |
| Yani normalde olması gerekiyordu, fakat benim salak kardeşim hafıza kartını kameraya takmayı unutmuş. | Open Subtitles | أقصد، كان لا بد أن يكون فيديو لكن أخي، الغبي نسي وضع بطاقة الذاكرة في الكاميرا |
| - Defiance'daki oylama makinesinden çaldığım hafıza kartı. | Open Subtitles | بطاقة الذاكرة التي سرقتها من ماكينة التصويت في ديفاينس. |
| Lütfen aşağılanmış hissetmeyin ama hafıza kartı için Frost'u yardıma gönderiyorum. | Open Subtitles | لا تشعر بالإهانة ، و لكنني سوف أرسل فروست الى هنا لكي يساعدك في أمر بطاقة الذاكرة |
| O hafıza kartı beni hayatta tutan tek şey. | Open Subtitles | إن بطاقة الذاكرة تلك هي الشيئ الوحيد الذي يبقيني على قيد الحياة |
| Öldüğünde hafıza kartının onda olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | علمنا في المحكمة أن بطاقة الذاكرة كانت بحوزته عندما توفي |
| Dostlarımız kara kutuya ateş ettiğinde videoyu içinde bulunduran SD kart zarar görmüş. | Open Subtitles | عندما أطلق صاحبنا على الصندوق أراد أن يدمر بطاقة الذاكرة التي سجلت كلّ شيء |
| Kardeşin, "Benim salak kardeşim hafıza kartını kameraya takmayı unutmuş." dedi. | Open Subtitles | أخوك قال أنك، غبي نسيت تحميل بطاقة الذاكرة في الكاميرا |
| hafıza kartını tarattım ve amcasının son 48 saatlik telefon görüşmeleri bulunuyor. | Open Subtitles | تفحّصتُ بطاقة الذاكرة الأمنيّة وسجل هاتف العم للـ48 ساعة الماضية. |
| Ayrıca gayet hoş bir fotoğraf makinesini görmezden gelmişler ama içindeki hafıza kartını silmişler. | Open Subtitles | أيضاً أهملوا أخذ كاميرا جميلة حقاً مع أنه يبدو بأنهم قد أخذوا بطاقة الذاكرة |
| En önemli kanıt olan hafıza kartını elinde tuttuğun sürece şantajla suçlanmaya devam edileceksin. | Open Subtitles | طالما أن بطاقة الذاكرة بحوزتك وهي دليل مهم فإن تهمة الابتزاز لا تزال موجهة إليك |
| hafıza kartını kurtarabildim. | Open Subtitles | أنا كنت قادر على إنقاذ بطاقة الذاكرة |
| Teknik ekip hafıza kartını inceledi. | Open Subtitles | لقد حلل الفريق التقني بطاقة الذاكرة. |
| En azından hafıza kartı kurtardığım için şanslıyım. | TED | ولكن لحسن الحظ، نجت بطاقة الذاكرة. |
| hafıza kartı üzerinde çalışıyorlar. | Open Subtitles | انهم يحرزون تقدماً في أمر بطاقة الذاكرة |
| hafıza kartı bozuk olmalı. | Open Subtitles | بطاقة الذاكرة يمكن أن تكون قد عطلت |
| hafıza kartı dolu. | Open Subtitles | بطاقة الذاكرة ممتلئة |
| Anlaşılan Kil'in bulduğu hafıza kartı sahiciymiş. | Open Subtitles | يبدو أن بطاقة الذاكرة التي وجدها (كيلوا) قيّمة بحقّ. |
| Hepimiz hafıza kartının Reston'da olduğunu farzediyorduk. | Open Subtitles | كنا نفترض أن بطاقة الذاكرة مع ريستون. |
| Size bir tüyo gelecekte dizüstü bilgisayarlarımızda asla SD kart bırakmıyoruz. | Open Subtitles | نصيحة محترف، دعونا لا نترك بطاقة الذاكرة ذاتها في اللابتوب إلى الأبد، في المستقبل. |