Bu yaşam formlarının çoğu değişik şekillerde yaşar. | TED | العديد من هذه المخلوقات تعيش بطرق غير عادية. |
Tüm bilim dallarını en beklenmedik şekillerde etkileyebilecek birşey. | TED | هي شئٌ يُمكن أن يُعلمنا كل أنواع العلوم بطرق غير مُتوقعه. |
Ne var ki, böcekler bu yiyecekleri yemekle kalmaz, aynı zamanda çok karmaşık şekillerde onlardan yararlanırlar. | Open Subtitles | الحشرات بطبيعة الحال لا تأكله فحسب بل تستغلّه أيضاً بطرق غير مباشرة. |
Kendimi fantezilerimizde de kaybedebilir ve mantıklı kişiklerimizin asla tahmin edemeyeceği şekillerde davranabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أيضا أن نفقد أنفسنا في الخيال. ونتصرف بطرق... غير عقلانية لا يمكن أن نتصورها أبدا. |
Bunlar çoğu zaman hiç beklenmedik şekillerde ortaya çıkar. | Open Subtitles | أنها تحدث غالباً بطرق .غير متوقعة |
Garip şeyler ve alışılmadık şekillerde. | Open Subtitles | أشياء غريبة و بطرق غير عادية |
Ama biri ziyarete gelip onunla olan deneyimini paylaştığında, onunki kadar kısa hayatların bile beklenmedik şekillerde devam ettiğini fark ederek teselli buluyordum. | Open Subtitles | لكن عندما كان يأتي إلي زائر ويشاركني تجربته معها... كنت أجد السلوان بتذكر حياتها رغم قصرها، وأشعر أنها لا تزال بيننا بطرق غير متوقعة. |
Ama biri ziyarete gelip onunla olan deneyimini paylaştığında, onunki kadar kısa hayatların bile beklenmedik şekillerde devam ettiğini fark ederek teselli buluyordum. | Open Subtitles | لكن عندما كان يأتي إلي زائر ويشاركني تجربته معها... كنت أجد السلوان بتذكر حياتها رغم قصرها، وأشعر أنها لا تزال بيننا بطرق غير متوقعة. |