| Anne, büyükannemin her zaman her şeyi kendi yöntemiyle yapmayı sevdiğini bilirsin. | Open Subtitles | أمّاه, تعرفين أن جدّتي لطالما فضّلت أن تفعل الأشياء بطريقتها الخاصّة. أعرف. |
| Belki de bu eşyaların kendilerine has yöntemleri var. Ve onlarla ne yapacağımızı düşündürüyorlar. | Open Subtitles | و ربما، بطريقتها الخاصة هذه التذكارات تبقينا نتساءل ماذا سنفعل بها |
| Kendi çapında olağandışı biri. | Open Subtitles | لكنها فريدة من نوعها لكِن بطريقتها الخاصة |
| Fakat işleri kendi yoluyla halletmek için savaşmaktan da hiç vazgeçmedi. | Open Subtitles | ولكنها لم تتوقف عن المحاولة ان تفعل الاشياء بطريقتها الخاصة. |
| Haberi var ve kendince bize ödetmek istiyor. | Open Subtitles | هي تعرف ذلك وتريدنا أن ندفع بطريقتها الخاصة |
| Veterinere söyleyin, o köpeğe bir şey olursa beni de öldürsün. Yoksa Peggy beni bulur, kendi yöntemleriyle yavaş ve işkence yaparak öldürür. | Open Subtitles | اذا حدث شيء لذلك الكلب اخبري البيطري بان ينهي حياتي والا ستعود بيغي وتنهيها بطريقتها وسيكون موتا بطيئا ومؤلما |
| Ona bazı mektuplar yazdım. Yine kendi bildiği yoldan denemeye devam etti. | Open Subtitles | وأرسلت لها بعض الأحرف وماتزال تريد فعلها بطريقتها |
| Hepsi kendine göre güçlü ve kararlı ve çok istekli. | Open Subtitles | كل منهن بطريقتها الخاصة غاية في الشجاعة و الإصرار و غاية في اليأس لأجل المغامرة |
| Kendi yöntemiyle bununla başa çıkmak istiyor. | Open Subtitles | سوف تحاول وتتأقلم مع الوضع بطريقتها الخاصة. |
| Bayan Towler bir kardeşin kaybını kendi yöntemiyle atlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كان على الآنسة (تاولر) التعامل مع إختفاء أخيها بطريقتها الخاصة. |
| Grace de, ona yaptıklarını kendi yöntemiyle sindirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | جريس) تحاول التفكير بما فعلوا بها) بطريقتها الخاصة لا. |
| Üzülme. İkinizin de kendinize göre yöntemleri var. | Open Subtitles | لا تأسفي، كلّ منكما تنجز الأمور بطريقتها الخاصّة. |
| Üzülme. İkinizin de kendinize göre yöntemleri var. | Open Subtitles | لا تأسفي، كلّ منكما تنجز الأمور بطريقتها الخاصّة |
| - Ayrı bir vaka ama seni seviyor. Kendi çapında tabii. | Open Subtitles | إنها امور كثيره ولكنها تحبك بطريقتها |
| Ralph bu durumu anlıyor. Celia da kendi çapında anlıyor. | Open Subtitles | (رالف) يفهم هذا (سيليا) تفهم هذا بطريقتها الخاصه |
| Kendi yoluyla fakat aynı amaç için... | Open Subtitles | بطريقتها الخاصة, لكن لهدف واحد |
| Yani Mona bize kendine özgü şifreli yoluyla sonraki hedefinin sen olduğunu söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | أذا (مونا) تحاول أخبارنا بطريقتها المريبة أنها تستهدفك |
| - Marmee de öyle yapıyor kendince. | Open Subtitles | كذلك تفعل امي بطريقتها الخاصه نعم |
| Aslında annen seni kendince seviyor Blair. | Open Subtitles | حسنا , والدتكِ تحبك بطريقتها يا بلير |
| Annemin de kendi yöntemleriyle söylediği gibi. | Open Subtitles | وهو ما قالته أمي لي بطريقتها الخاصة. |
| Biliyorsun, herkes kırık bir kalple kendi yöntemleriyle başa çıkar. | Open Subtitles | كما تعلمون، الجميع ... صفقات مع قلوب مكسورة في بطريقتها الخاصة. |
| Onu, kendi bildiği yoldan yakalaması gerekiyor. | Open Subtitles | وهي تريد النيل منه بطريقتها. |
| Şey, belki de onun kendine göre acı çekmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | ربما عليك أن تبحث في نفسك عن طريقة كي تدعها تتخطى حزنها بطريقتها |