| Benimki az bulunur bir metal. "Tırsaryum" denir. Rengi sarı, tadı tavuk gibi. | Open Subtitles | بالنسبه لى فأنا مصنوع من معدن نادر يسمى ثيديم هو أصفر بطعم الدجاج |
| Hayır, tadı daha iyi çikolata parçalı kurabiye yapabilecek biri varsa, bu kişi kesinlikle sensin. | Open Subtitles | اذا كان هناك أي أحد يمكنه صُنع كعك رقائق الشوكولاته بطعم افضل, انا متأكد انه انتِ |
| Margaritaların tadını şimdiden alabiliyorum. - Sen ne dersin, tatlım? | Open Subtitles | أستطيع أن أشعر بطعم شراب جوز الهند من الآن، أليس كذلك يا عزيزتي؟ |
| Margaritaların tadını şimdiden alabiliyorum. - Sen ne dersin, tatlım? | Open Subtitles | أستطيع أن أشعر بطعم شراب جوز الهند من الآن، أليس كذلك يا عزيزتي؟ |
| iki gündür dudaklarının çikolata tadında olduğunu tasavvur ediyorum, bu yüzden onlara bakamadım. | Open Subtitles | لليومين,أنا كنت أفكر بطعم شفاهك كشوكلاته,وأنا لم أستطع النظر اليهم |
| Eğer böyle olursa, bu dondurulmuş pizzadan maymun kıçı gibi tat alırsın. | Open Subtitles | لو كان الأمر كذلك لما كانت هذه البيتزا الباردة بطعم مؤخرة قرد |
| Tamam, bu ballı lavantalı dondurma çok lezzetli ama gerçekten 45 dakika beklemeye değer mi? | Open Subtitles | نعم، أتفق أن هذه البوظة بطعم العسل الخزامى لذيذة؟ لكن هل حقاً يستحق الإنتظار لمدة 45 دقيقة؟ |
| Her lokmayı anneme söz verdiğim gibi 20 defa çiğnemeye çalışıyorum, ...ama 14 ten sonra kan tadı almaya başlıyorum. | Open Subtitles | فما زلت أواصل محاولة مضغ كل قضمة 20 مرة كما وعدت أمي ،و لكنني أصل لحوالي الأربعة عشر وعندها بدأت بالإحساس بطعم الدم |
| Soğuk balık birden bire ağzınızın içindeki sıcaklıkla karışıyor ve damağınıza yayılan etin tadı muhteşem bir lezzet şölenine dönüşüyor. | Open Subtitles | بعدها يأتى الشعور المفاجئ بالبرد حرارة الفم تمتزج بطعم السمك الشهى يأتى الشعور من داخل الفم الى خارجة |
| Bazen ağzıma tuz tadı gelir. | Open Subtitles | أشعر بطعم الملوحة عندما لايكون هناك أي منه |
| Ama en azından o zaman uyuduğumda ağzımda bir şeker tadı oluyor. | Open Subtitles | لكن عندئذ على الاقل انام بطعم الشوكولاته في فمي |
| Ayrıca, meyveli tadını da seviyorum. | Open Subtitles | لَكنِّي أَتمتّعُ بالطعمِ بطعم الفواكهِ أيضاً. |
| Kanın tadını aldı. Öldürmek istiyor. | Open Subtitles | لا بد أنه شعر بطعم الدم أنه يريد أن ينال منه |
| Planlar üstünde çok çalıştım. Parmaklarımdaki mürekkebin tadını alabiliyorum. | Open Subtitles | لقد أخذوا بصماتي مرارا وتكرارا لدرجة أني أحس بطعم الحبر على أصابعي |
| Her şişesinde donmuş tundranın tadını alabileceğini söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنه يمكنك الإحساس بطعم تندرا: نباتات الدائرة القطبيه في كل قنينة |
| Ateşi çıkmıştı, bu yüzden ona sakız tadında Tylenol verdim alıp da içsin diye. | Open Subtitles | انها كانت تعاني من الحمى ولذا أعطيتها تايلينول وهي بطعم العلكة حتى تأخذه |
| Hindistancevizi tadında tanrıçalardan var mı? | Open Subtitles | هل لديك أي آلهة بطعم جوزة هند؟ |
| göğüsleri bira tadında mı? Hey ! | Open Subtitles | هَلْ عِنْدَها حلمات بطعم البيرة؟ |
| Meskene tecavüz, her şeye değişik bir tat katıyor. | Open Subtitles | الاقتحام والدخول يجعل كل شئ بطعم .. مختلف |
| Kan basıncını destekleyen i.v.'yi kestiğimde, Ağzında metalik bir tat hissedeceksin | Open Subtitles | ثم عندما أقطع جهاز الوريد سيسقط ضغط الدم وقد تشْعر بطعم معدني في فمك |
| - Hem meyveli, hem lezzetli. | Open Subtitles | إنه بطعم الفواكه، ولحد الآن روي |
| Ve şu meyve meyve tatlı yağlayıcılardan da ver. | Open Subtitles | وعطني شوي من ذاك المزلق بطعم الفواكه, كمان. |