| Lee, Tanrı aşkına duvarlarını boya ve biraz mobilya al. | Open Subtitles | هناك شيء أخر بالله عليك قم بطلاء الحوائط واشتري بعض الأثاث |
| Kendi evim var. "Tabii ki duvarlarımı sprey boyayla boyarım." diyorum. | Open Subtitles | حصلت على منزلي الخاص , وبالطبع سأقوم بطلاء الالوان على الجدران |
| Üstelik o boyalı yüzü ve turuncu saçıyla evimize kadar girdi. | Open Subtitles | لقد جاء إلى منزلي بطلاء وجهه المخيف وشعره البرتقالي |
| Bak, belki biri odama gizlice girip bebeğimi asıp duvarları kan gibi görünsün diye tırnak ojesiyle boyamış olabilir ama ayna çatladığında buradaydık. | Open Subtitles | انظري، أظن أن أحدهم كان بوسعه الدخول إلى هنا وشنق دميتي وطلاء الحوائط بطلاء الأظافر ليبدو كالدماء لكننا.. |
| Bu panjurları ben boyadım. | Open Subtitles | وأنا من قام بطلاء مصاريع النوافذ هذه |
| Sonra arka planı boyamak için burundan 11 piksellik bir parça alıyorum ve endüstriyel paletten uyuşan rengi, Pantone'u arıyorum. | TED | ثم اختار مربع بقياس ١١ بكسل من الأنف، واقوم بطلاء الخلفية، وابحث عن اللون المطابق في لوح الألوان الصناعي، بانتون. |
| Güzel. Antoine tavanı yeniden boyuyor. | Open Subtitles | جيد جدا أنطوان سيقوم بطلاء السقف مرة اخرى |
| Evet, Michelangelo da "alt tarafı" Pistin Şapel'ini boyamıştı. | Open Subtitles | نعم,و مايكل أنجلو قام بطلاء كنيسة السادسة عشرة فقط |
| Buradaki insanlar neden kayıklarını evleriyle aynı renge boyuyorlar? | Open Subtitles | لماذا يقوم الجميع بطلاء قواربهم بنفس لون منازلهم ؟ |
| - Daha yeni boya aptırdık da... | Open Subtitles | نحن فقط نقوم بطلاء المحل؟ ما هو اسمك |
| Bu altı topun üzerindeki numaralar, yani sadece bu 6 top metal içeren boya ile yazılmıştı. | Open Subtitles | ... الأرقام على هذه الكرات الستة , و فقط هذه الكرات الستة تم طلائها بطلاء معدني |
| Ellerim parlak boyayla kaplı olmadığı zaman sence bunu bir daha deneyebilir miyiz? | Open Subtitles | حين لا تكون يداي ملطختان بطلاء اللمعان، هل تظنين بوسعنا محاولة هذا مجدداً؟ |
| Sizin durduğunuz yerin yarım mil ötesinde üç yerinden kırmızı boyayla vurulmuş. | Open Subtitles | رجل قتل ليلة أمس لقد أصيب ثلاث مرات بطلاء أحمر ضمن نصف ميل من مكانكم |
| Kartal, boyalı insanların elinde inanç nesnesi olmuş. | Open Subtitles | النسر مع أشخاص يقوموا بطلاء أنفسهم ويحملوا الأسلحة |
| Öz babası kapıyı kırmızıya boyamış. İyi şans getireceğini düşünüyormuş. | Open Subtitles | والدها الطبيعي قام بطلاء الباب باللون الأحمر، وأخبرها أنّه للحظ الجيّد |
| Pencereyi boyadım. Çok güzel oldu. | Open Subtitles | أنا قمت بطلاء النافذة انها تبدو جيدة |
| Tüm tepeyi boyamak nasıl olurdu? | TED | ماذا عن القيام بطلاء هذه التلة بأكملها الآن؟ |
| Onlara birer nesne gibi muamele yapıyor. Tırnaklarını boyuyor. | Open Subtitles | يتعامل معهم كما لو كانوا أشياء، ويقم بطلاء أَظفارهم. |
| Sonra da, o evi eski bir Hippi alıp, pembeye boyamıştı. | Open Subtitles | .. ثمّ اشترى المنزل عضو سابق في "الهيبي" والذي قام بطلاء المنزل باللون الوردي |
| Buradaki insanlar neden kayıklarını evleriyle aynı renge boyuyorlar? | Open Subtitles | لماذا يقوم الجميع بطلاء قواربهم بنفس لون منازلهم ؟ |
| Yeni baş gardiyan avluyu boyattı... ve ben de tekrar volta turlarına başladım. | Open Subtitles | قام رئيس الحراس الجديد بطلاء الساحة... وعدت أنا للمشي حول تلك الدوائر مجددا |
| O lanet balonu yakalayabilseydik, arabanı boyatıp, kurşun deliklerini tamir ettirirdik. | Open Subtitles | الآن لو حصلنا على ذلك البالون اللعين لطليتها بطلاء جديد |
| Laptopları burada bırakıp bebek odasını boyamaya gidelim hadi. | Open Subtitles | فلنترك الحواسب هنا ، ولنذهب لنقوم بطلاء غرفة الطفل |
| Sence Howie'yi eskiden kedileri boyadığı için mi aldılar? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنهم أخذوا (هوي) بسبب انه قام بطلاء القطط؟ |
| Görkemli boyalarla onları süslüyor hafif kolaj tekniği kullanıyor resimlerle falan. | Open Subtitles | وكأنها , تزيّنها بطلاء منتفخ كما تعمل تلك الكليّات مع صور و أشياء |