| Çocuk dediğin ne serseridir ne fahişe. | Open Subtitles | طفلِ صَغير شيء ماِ. ليس بمتسول. و لَيس بعاهرة. |
| Yani, ben de kadınlara karşı hassasım ve fahişe fetişistiyim. | Open Subtitles | اعني , اني احس بالمرأة , وعندي علاقة بعاهرة |
| Belki ona, kaltak, fahişe gibi hakaretlerde yağdırırım ve sonra onu, ağzına penisimi sokup becereceğim. | Open Subtitles | وربما اناديها بعاهرة او فاسقة , ثم ابدأ في مجامعتها بقسوة في فمها واجعله مسدودا واشياء |
| Çünkü az önce bana sürtük diyip, kapının yolunu göstermiştin. | Open Subtitles | لإنه مؤخراً قد دعوتني بعاهرة وأريتني مكان الباب |
| Benim bir sürü erkek arkadaşım var. Yani ben orospu değilim. | Open Subtitles | حسنا لدي العديد من الأصدقاء المقربين أعني أنا لست بعاهرة |
| Bu akşam da buraya bir fahişeyle buluşmaya geldim. | Open Subtitles | لقد جئت هنا الليلة لألتقي بعاهرة. |
| Dur bir dakika. Ben kitabımda bir adamdan kaltak diye söz etmiyorum. | Open Subtitles | انتظر لحظة أنا لم ألقب أحداً بعاهرة في كتابي |
| Öyleyse, kızların bana fahişe demelerine minnettarım, çünkü beni kıskanıyorlar | Open Subtitles | حسناً,أنا شاكرة على أن الفتيات تدعوني بعاهرة لأنه في الحقيقة يعني أنهن غيورات |
| Hayatı boyunca ölüp ölmediğini ya da nehrin karşı tarafında bir fahişe için onları bırakıp gittiğini düşünecek. | Open Subtitles | سيقضي طوال حياته يتسائل أن كنت حقاً ميتاً أو ربما ألتقيت بعاهرة على الجانب الأخر من النهر |
| Buraya bir fahişe getirmeye nasıI cüret edersin? | Open Subtitles | كيف تجرؤين على الاتيان بعاهرة إلى هنا؟ |
| Bir fahişe çağırmak çok tehlikeli ve yanlış bir harekettir. | Open Subtitles | الاتصال بعاهرة هو امر طائش ومخاطرة |
| Beni öldü kabul eden yasa seni bir fahişe gösteriyor. | Open Subtitles | المرسوم الذي جعلني ميتة أسماك بعاهرة. |
| Bu bir fahişe değil. Bir anne. | Open Subtitles | واو , هذه ليست بعاهرة , هذه أُم |
| - Evlilik yatağını kirleten bir fahişe. | Open Subtitles | بعاهرة وانتهاك حرمة سرير الزوجة |
| 40 yıllık tecrübeli fahişe olmakla ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | لا أحد يهتم بعاهرة عمرها 40 سنة |
| Bu o küçük sürtük değil mi? | Open Subtitles | ليس للأمر علاقة بعاهرة بابا نويل صحيح؟ |
| Bir sürtük bile değil. O hiçbir şey. | Open Subtitles | ليست بعاهرة إنها لاشيء |
| Üzgün bir orospu değil misin? | Open Subtitles | ألستِ بعاهرة لعينة؟ |
| Ve ben orospu değilim. | Open Subtitles | وأنا لست بعاهرة |
| Ayaklarımı Arizonalı bir fahişeyle karşılaştıran, ...sonra da onun seçtiği Savcı Başyardımcısını işe almamı talep eden? | Open Subtitles | " وقارن أقدامي بعاهرة في ولاية " أريزونا و بعدها طالبَ بأنَ أقوم بتعيين النائب من إختياره |
| Bir fahişeyle evlendi. | Open Subtitles | مثل الزواج بعاهرة |
| Ayrıca sizin, meşhur suçlu Şeytanın Fahişesi olduğunuz yönünde. | Open Subtitles | وأنكِ المجرمة الشريرة المعروفة بعاهرة الشيطان |
| Ama merhameti bitecek gibi kocasının orospusuna gelince. | Open Subtitles | ولكن أظن أن رحمتها تنتهي عندما يتعلق الأمر بعاهرة زوجها |