| yirmi piyade tümeni on zırhlı tümen ve çok sayıda özel birlikten söz etti. | Open Subtitles | أو بداية شهر ديسمبر تعزيزات قوية ... ،وقد حدد تلك التعزيزات بعشرون فرقة مشاة عشر فرق مدرعات بالأضافة... |
| Bashkim, taşıyıcıyı yirmi kere vurduk! | Open Subtitles | باشكيم... باشكيم لقد رجمنا المدرعة بعشرون حصاة |
| Ben yirmi bin veririm. | Open Subtitles | أبيعها بعشرون ألف. |
| Şehir merkezinde bir birleşme odası yirmi bin. | Open Subtitles | غرفة كهذه بالمدينه بعشرون ألف |
| Biliyor musunuz, eğer biri 20 yaş daha genç ve farklı eğilimli olsaydı, | Open Subtitles | أتعلم، لو كان الشخص أصغر بعشرون سنة، وبميول مختلفة |
| -Ah,Tanrim,Sarah benden 20 yaş küçük o adam. | Open Subtitles | -كلا يا إلهي "سارة" هو أصغر مني بعشرون عام |
| Çünkü Dr. Cox, rahibin bahsettiği yirmi dakika arayı veremese de Tanrı'nın bir çocuğu olarak kim olduğunu fark etmişti. | Open Subtitles | (فحتى لو لم يحظى الدكتور (كوكس بعشرون دقيقة كما قال القس ما زال يعرف هويته كأحد مخلوقات الرب |
| - yirmi papel olsun, yarık dudak. - İşte buyurun. | Open Subtitles | بعشرون , وأنت معها في شقتها - هيا بنا . |
| - Bu yirmi dolar. | Open Subtitles | - هذا بعشرون |
| Ondan 20 yaş büyüktüm. | Open Subtitles | كنت اكبر منه بعشرون سنه |
| Çocuk senden 20 yaş genç. | Open Subtitles | -أنه أصغر منك بعشرون عاماً |