| Keşke on yaş genç olsaydın ve şu an bildiklerini o zaman bilebilseydin. | Open Subtitles | إذا كنت أصغر من ذلك بعشر سنوات فقط و كنت تعرف ما تعرفه الآن |
| Bir gün dans ederken yanında duran senden on yaş genç kızları göreceksin ve fark edeceksin ki o tren çoktan kaçmış. | Open Subtitles | أجلي عملك عندما تجدين نفسك ترقصين مع فتاة اصغر منك بعشر سنوات وعندها تدركين أن قطار الزواج قد فاتك |
| Takım giyince on yaş genç gibi hissediyorum. | Open Subtitles | عندما ألبس هذه البدلة أشعر بأني أصغر بعشر سنوات |
| Say ki ben on yıl daha gencim ve sen David'e aşık değilsin. | Open Subtitles | افترضي اني اصغر بعشر سنوات ولست واقعة في حب ديفيد |
| Haydi, kendini on yıl daha genç hissedeceksin. | Open Subtitles | هيا.. سيجعلك هذا تشهر أنك أصغر بعشر سنوات |
| Bu tedaviyi uyguladığım kadınların çoğu on yaş genç hissettiklerini söylüyor. | Open Subtitles | اعطي لمعظم النساء هذا يقولون لي انه يجعلهم يشعرون انهم اصغر بعشر سنوات |
| Belki de on yaş büyük olduğu için. | Open Subtitles | ربما لانه كان أكبر مني بعشر سنوات |
| Ve benden on yaş genç bu da birazcık garip | Open Subtitles | وأنه أصغر مني بعشر سنوات ذلك يجعله غريب |
| Halbuki on yaş daha büyük. | Open Subtitles | لكنه أكبر منا بعشر سنوات لماذا؟ |
| Carlisle gerektiğinden on yaş küçük gösteriyor. | Open Subtitles | "يجب أن يبدو "كارلايل أكبر بعشر سنوات مما يبدو |
| Babamın kısıtlı olup olmadığına benden on yaş küçük olan o kız mı karar verecek yani? | Open Subtitles | وهي أصغر مني بعشر سنوات... أصبحت تأخذ القرارات عنه حين يكون فاقداً للأهلية؟ |
| - Benden en az on yaş genç. | Open Subtitles | إنها على الأقل أصغر مني بعشر سنوات |
| Herkes senden en az on yaş genç. | Open Subtitles | الجميع على الأقل أصغر منك بعشر سنوات |
| - Yemin ederim on yaş genç hissettim. | Open Subtitles | أُقسم لكِ، أشعر أنّي أصغر بعشر سنوات |
| - Benden en az on yaş genç. | Open Subtitles | إنها على الأقل أصغر مني بعشر سنوات |
| Bugünün çocukları bizim o yaştayken olduğumuzdan on yıl ilerdeler. | Open Subtitles | الأولاد اليوم و هم فى سن العاشره متقدمين علينا بعشر سنوات عندما كنا فى نفس السن |
| Bugünün çocukları bizim o yaştayken olduğumuzdan on yıl ilerdeler. | Open Subtitles | الأولاد اليوم و هم فى سن العاشره متقدمين علينا بعشر سنوات عندما كنا فى نفس السن |
| - Fark etmez. Seni zaten fahişelik ve gasptan tutukluyoruz. Yani nereden baksan on yıl. | Open Subtitles | أنتِ بقبضتنا بالفعل بتهمة البغاء والإبتزاز أنتِ تنظرين لتهمة بعشر سنوات |
| on yıl erken gelen bir sokak lambası. | Open Subtitles | مصباح شارع كهربائي بعشر سنوات أبكر من وقته |
| Saçmalamayı kes, Bebes. on yıl sonra yaşlı görünsemde, aynını dersin sen. | Open Subtitles | كفي عن المجاملات أبدو أكبر بعشر سنوات وأنتي كذلك |
| Biraz. Sonra birbirimizin izini kaybettik. on yıl sonra tekrar karşılaştık ve... | Open Subtitles | إنقطعنا عن بعضنا وبعدها بعشر سنوات, إلتقينا صدفة |