| İki iyi insanın birbirini bulması hayatlarını birbirlerine adamaları. | Open Subtitles | شخصان طيبان يعثران على بعضهما الآخر ويلتزمان ببعضهما الآخر |
| İki kurbanımız da birbirini tanıyormuş. | Open Subtitles | إذاً فالضحيتان كانا يعرفان بعضهما الآخر. |
| Bu iki hıyar birbirini cidden hak ediyor. | Open Subtitles | يا رجل، هذين الأحمقين يستحقان بعضهما الآخر. |
| Ama o zamana dönersek, birbirlerine yardım etmenin tek yolu buydu. | Open Subtitles | ووقتها... كانت الوسيلة الوحيدة ليعين بعضهما الآخر. |
| İkimiz de kazanamadık. birbirlerini eşit ölçüde seviyorlar. | Open Subtitles | لم يربح أحد منا يحبان بعضهما الآخر على حد سواء |
| Yani, hep birbirlerini ararlar ve geri kalanları önemsizdir. | Open Subtitles | لذا ، يبحثان دوماً عن بعضهما الآخر وكل تلك التفاهات الأخرى.. |
| Sanırsam ikisi birbirini götürecek, huh. | Open Subtitles | أعتقد أن الأمران يلغيان بعضهما الآخر |
| Beyaz herifler birbirini çok seviyor. | Open Subtitles | إن الرجلان الأبيضان يحبان بعضهما الآخر. |
| Bir gün Stokely ve Wilkins bu odanın ortasında birbirini öldürecek. | Open Subtitles | في احدى تلك الأيام، (ستوكلي) و(ويلكنز) سوف يقتلان بعضهما الآخر هنا تمامًا في منتصف هذه الغرفة. |
| - Ya da birbirlerine. | Open Subtitles | -أو ضربا بعضهما الآخر . |
| En azından büyük, volkanik ormanlarında birbirlerini kaybetmeyecekler. | Open Subtitles | لكن أقله لن يفقدا بعضهما الآخر في غابتهم البركانية الكبيرة |
| Seni seviyor olabilirler ancak asla birbirlerini sevdikleri gibi sevmeyecekler seni. | Open Subtitles | ربما يكونا واقعان بحبك، ولكنهما لن يحباك أبداً بقدر ما يحبا بعضهما الآخر. |
| Sanırım birbirlerini düşündüğüm kadar istemiyorlar, bu yüzden... | Open Subtitles | يبدو أنّهما لم يتقبّلا بعضهما الآخر كما أملتُ، لذا... |