| Biraz matematik ve Biraz da el işi dersleri veriyordum, ancak genelde bilgisayar dersleri veriyordum ve 17 yıl boyunca orada çalıştım. | TED | درّست بعضًا من الرياضيات، وبعضًا من الفن، لكن بالأغلب علوم الحاسوب، وبقيت هناك لـ17عامًا. |
| Biraz önce birbirine benzeyen Birkaç adam gördüm. | Open Subtitles | رأيتُ توًّا بعضًا من الرّجال كانوا مألوفين بشكل غريب؟ |
| Biraz kivi al ve sprey boyayla kırmızıya boya. | Open Subtitles | أحضر بعضًا من فاكهة الكيوي، ورشها باللون الأحمر |
| bazı insanlar bu şeylerin bir kısmının bir tür bilim kurgu olduğunu düşünüyor, hatta çılgınca diyenler bile var. | TED | بعض الناس يعتقد أن بعضًا من هذه الأمور هي ضرب من الخيال العلمي، وأنها بعيدة المنال، بل ضرب من الجنون. |
| Belki öyledir. Belki bazı şeyler gerçekten de kaybolmamıştır. | Open Subtitles | رُبّما رُبّما بعضًا من هذه الأشياء حقًا لم تُفقد |
| Bunun yerine, bizleri daha uzun süre yaşatacak olan Birkaç güzel ve faydalı şey yaratın. | TED | عوضًا عن ذلك، اصنعوا بعضًا من الأشياء الجميلة والمفيدة التي تجعلنا نعمِّر طويلًا. |
| Şimdi size göstereceklerim oyuncular tarafından oluşturulan Birkaç şehir. | TED | والذي سأعرضه لكم هو بعضًا من هذه المدن بُنيت من قبل اللاعبين. |
| Arkası Biraz yaralı olan Liopleurodon' un erkek olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقدُ أنهُ Liopleurodon ذكر الـ الذي اِسترجع بعضًا من وقتهِ |
| Size Biraz lazanya getirmiştim, ve David'le Biraz laflıyorduk. | Open Subtitles | لقد أحضرت لكِ بعضًا من اللازانيا أنا و ديفيد كنا نتحدث |
| Ama eğer biyerde bulursanız, Biraz şarap alabilirim. | Open Subtitles | ولكني سأقبل إن قدم لي أحدكم بعضًا من النبيذ |
| Biraz taciz olabilir. | Open Subtitles | لقد كنت تأخذ منه كل شيء لمدة 8 سنوات فيجب أن تتوقع بعضًا من سوء المعاملة |
| Tamam, ona Biraz daha şu güçlü şeylerden ver. | Open Subtitles | حسنٌ, أعطوها بعضًا من تلك المسكنّات القوية. |
| Rostomun yanına gideek Biraz kuşkonmaz al. | Open Subtitles | خُذْ بعضًا من نبات الهليون وضعهُ على الشوايّة. |
| Şu bizi kesinlikle bu adadan kurtaramayacağı kesin beş para etmez oyuncaklarından Biraz daha göstermeye ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيكَ أن ترينا بعضًا من حيلكَ العتيقة والتي ستنقلنا من هذه الجزيرة أُعجوبيًّا؟ |
| Evet, yani buraya gizemli ada deniyor. Biraz gizemli şeyler beklemen gerekirdi. | Open Subtitles | أجل، أعني أنّها مُسماةُ بالجزيرة الغامضة، حري أن تتوقّع بعضًا من الأشياء الغامضة. |
| Biraz daha fazla para kazandırıyor ve dünya görüşümü genişletiyor. | Open Subtitles | تجلب لي بعضًا من المال وتوسع رؤيتي للعالم |
| bazı örgütlenmelerin kendisini adil bir duruşmada yargılanması haricinde bir takım nedenlerle aradığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | وفي إعتقادنا أن بعضًا من المطاردين له في نيتهم ما هو اكثر من محاكمة عادلة |
| Bu yerde bazı güzel şeyler yapacağım. | Open Subtitles | أجل، لا تقلقي عنّي. سأحسّن بعضًا من مهاراتي في التّمثيل. |
| Ailesi bazı eşyaları kesinlikle isteyecektir. | Open Subtitles | عائلتها حتمًا سـ تُريد بعضًا من هذه الأشياء. |
| Savaşı başlatmamasını, Birkaç Got prensiyle buraya gelmesini söyle. | Open Subtitles | واطلب منه أن يعود إليّ، وأن يجلب معه بعضًا من زعماء أمراء القوط |
| Düşünüyordum ki, Birkaç genç sanatçı, sadece kendini göstermek için gecede çalabilirler. | Open Subtitles | كنتُ أفكّر في شيءٍ ما، أعلمُ بعضًا من الفنّانين اليافعين لربّما يكونوا مستعدين للعزفِ في الحفلِ للدعايةِ فحسب. |