| Bize söylemediğin güzel haberler var mı? | Open Subtitles | هل هناك بعض الأخبار السارة لم تخبرنا بها ؟ |
| Bu noktada güzel haberler de var. | TED | هناك بعض الأخبار السارة في هذا الشأن. |
| Tel Aviv'den de güzel haberler geldi. | Open Subtitles | لدينا بعض الأخبار السارة من "تل أبيب". |
| Aile kurmaya çalıştığımızı hepiniz biliyorsunuz ve iyi bir haberimiz var. | Open Subtitles | الأمر ليس سرّاً أنّنا نحاول أن نكوّنُ عائلة ولدينا بعض الأخبار السارة. |
| Bütün sabah size ulaşmaya çalıştık. Sanırım size iyi haberlerimiz olacak. | Open Subtitles | لقد حاولنا الاتصال بك طوال النهار، فقد يكون لدينا بعض الأخبار السارة |
| Ve sana bazı iyi haberlerim var. | Open Subtitles | ولدي بعض الأخبار السارة |
| Bazı güzel haberler aldım. | Open Subtitles | لديّ بعض الأخبار السارة لكِ. |
| Phil, çok güzel bir haberimiz var. | Open Subtitles | أصغى يا (فيل) , لدينا بعض الأخبار السارة |
| - Evet, aslında iyi haberlerimiz var. | Open Subtitles | أجل. في الواقع، لدينا بعض الأخبار السارة |
| - Ama bazı iyi haberlerim var. | Open Subtitles | -ولكن لدي بعض الأخبار السارة أيضاً . |