| Kabul, bazı kuşlar garip davrandılar, ama bu sebeple şeye inanmanın... | Open Subtitles | في الحقيقه بعض الطيور تتصرف بغرابه وهذا ليس سببا مقنعا كفايه |
| - bazı kuşlar öylesine korkunç bağırdılar ki. | Open Subtitles | بعض الطيور اصدرت أصوات مخيفه عند شروق الشمس. |
| bazı kuşlar da aynı mesajı gönderir ama farklı bir araç kullanır. | Open Subtitles | بعض الطيور ترسل نفس الرسالة لكن تستعمل وسطاً إضافياً: |
| Bazı hatların kayması gibi bir problem olabilir, yani bu hayvanlar geri döndüğünde, halihazırda var olan, insanların bildiği ve sevdiği bazı kuşların yerine geçebilirler. | TED | الآن هناك مشكل أساسي صغير وهو أنه عند عودة هذه الكائنات قد تعود بعض الطيور الموجودة والتي يعرفها الناس جيدا ويحبونها. |
| Kendime bazı kuşların asla kafeslenemeyeceğini hatırlatmam gerekiyor. | Open Subtitles | و لكنى أذكر نفسى أن بعض الطيور لم تخلق لتحبس فى أقفاص |
| Bu yüzden bana kuş falan teklif etme... | Open Subtitles | لذا لا تقم بعرض بعض الطيور علي |
| Bir kaç kuş almam lazım. | Open Subtitles | وهي مصفوفة، عليّ إستلام بعض الطيور |
| Bir kaç kuşu çantaya atmak ve tavşancıkları vurmak gibisi yoktur, eh, Hastings? | Open Subtitles | لاشئ مثل اصطياد بعض الطيور وبعض الأرانب, اليس كذلك يا هيستنجز ؟ |
| Ancak bazı kuşlar dişileri etkilemek için daha büyük yuva yapar. | Open Subtitles | لكن بعض الطيور تشيّد مباني حتى أكبر لتحوز بإعجاب الإناث |
| Ancak, bazı kuşlar zehirli kısmı atmayı ve geri kalanı yemesi gerektiğini öğrenmiştir. | Open Subtitles | مع ذلك، تعلمت بعض الطيور انتزاع الأجزاء المُسمّمة وأكل البقية. |
| Ama çağlayanlara daha da yakından yaşayan bazı kuşlar yok değil. | Open Subtitles | لكن بعض الطيور تعيش حتى أقرب الى الشلالات. |
| Örneğin bazı kuşlar diğerlerinin uyarı çağrısını kopyalarlar. Yaklaşan bir avcının olduğu bilgisini yaymak amacıyla. | TED | على سبيل المثال، بعض الطيور تنسخ المكالمات التّنبيهية من الطيور الأخرى لنشر المعلومات حول الاقتراب من الحيوانات المفترسة. |
| bazı kuşlar ötmez. | Open Subtitles | بعض الطيور لاتغني وانت لم تكن اعمى يوما |
| Çünkü bazı kuşlar tek başlarına daha iyi uçar. | Open Subtitles | لأن بعض الطيور يطير منفردا أفضل. |
| Kendime hatırlatmalıyım ki, bazı kuşlar kafeslenemez. | Open Subtitles | "على أن أذكر نفسي أن بعض الطيور ليس مقدراً لها أن تسجن" |
| bazı kuşların ömrü gökyüzünde uçarak geçerken bazıları yerde çakılıp kalmıştır. | Open Subtitles | بعض الطيور قد تطير عاليا بالسماء والبعض الآخر منها لا يترك الأرض |
| Ama bazı kuşların tilki sorununa karşı etkileyici bir çözümü var. | Open Subtitles | لكن بعض الطيور لديها حلول بديعة لاعتداءات الثعالب |
| "Kendime bazı kuşların asla kafeslenemeyeceğini hatırlatmam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن اُذكر نفسي بأن بعض الطيور ليس مقدراً لها أن تُحبس. |
| Bu yüzden bana kuş falan teklif etme... | Open Subtitles | لذا لا تقم بعرض بعض الطيور علي |