| Çavuşu tokatlamaya devam etmek istiyorsanız, benim eşyalarımdan uzak durun. Tamam mı? | Open Subtitles | لذا ابقيا بعيدين عن أغراضي، إن أردتما الإمساك بعضويكما الذكريين مجدداً، مفهوم؟ |
| Belediye başkanınız olarak, çocuklarımızı ve sokaklarımızı suçlulardan uzak tutmayı görev belledim. | Open Subtitles | كعمدة ، اعتبر هذا واجبي إبقاء المجرمين بعيدين عن أطفالنا وعن شوارعنا |
| Politik olarak hala şüpheliyiz ve davadan uzak durmamızı söyledi. | Open Subtitles | نحن كالسم سياسيا، وهو طلب أن نبقى بعيدين عن القضية. |
| Ve inanın bana, geldiklerinde, buradan uzakta olsak çok iyi ederiz. | Open Subtitles | وصدّقوني، عندما يفعلون ذلك، يحسن بنا أن نكون بعيدين عن هنا |
| Bu iki çekirdek, birbirlerinden çok uzakta yüklenirler. | TED | هذان النوعان للنواة، حينما يكونان بعيدين عن بعضهما، يتم شحنهم. |
| Fakat annen, ikimizin ayrı olarak zaman geçirmesinin en iyisi olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لكن امك تعتقد انه أفضل اذا قضينا بعض الوقت بعيدين عن بعضا |
| Vaiz, ekstra uzun bir vaaz vermişti, ve böylelikle dalgalar çarptığında hala tehlikeden uzak bir yerdeydiler. | TED | وألقى الخطيب عظة طويلة للغاية, وبالتالي كانوا بعيدين عن الضرر عندما عتت الأمواج. |
| Onu heyecanlandıran ve yaşamını anlamlı kılan şey gerçekten de insanlara yardımcı olduğu gerçeği idi Evinden uzak insanlara yardımcı olmak | TED | وما امدها بالالهام و العزيمة هو في الواقع انها كانت ترعى اناس كانو بعيدين عن ديارهم |
| Birbirimizden o kadar da uzak olmadığımızı göreceksin dostum. | Open Subtitles | قد تجد يا صديقي أننا لسنا بعيدين عن بعضنا |
| Metro gibi yerlerden de uzak durun. | Open Subtitles | كذلك ابقوا بعيدين عن اماكن مثل مترو الانفاق |
| Uygarlıktan uzak olabiliriz ama medeniyetsiz davranmayacağız! | Open Subtitles | ربما نحن بعيدين عن الحضارة ولكننا لن نكون غير متحضرين |
| Cora, İngiltere'ye dönüp bütün bu kargaşadan uzak, evlendiğimizde burada olan bitenin ya da konuşulanların hiçbir önemi kalmayacak. | Open Subtitles | كورا، حين نعود سوياً إلى إنجلترا ونتزوج ونكون بعيدين عن هذا المكان ما يجب فعله وقوله هنا لن يكون مهماً أبداً |
| Ama o ana kadar ne pahasına olursa olsun, kumanda odası ve Yıldız Geçidinden uzak tutmalıyız. | Open Subtitles | حتى ذلك الحين، يجب ان نبقيهم بعيدين عن غرفة التحكم والبوابة |
| Gördünmü,kendimizi hemen hemen... nezaman olursa spot lambalardan uzak tutuyorduk. | Open Subtitles | اترين ، اننا نحاول ابقاء انفسنا بعيدين عن الضوء قدر الامكان |
| - Onları arabadan uzak tutun! - Arkanıza geçmelerine müsade etmeyin! | Open Subtitles | ــ أبقيهم بعيدين عن السيارة ــ لا تجعلهم ياتوا خلفك |
| Her şeyden uzak olmak. Oraya kitap okumak veya düşünmek için çıkardım. | Open Subtitles | نصبح بعيدين عن كل شيء كنت اذهب هناك لاقراء او لافكر |
| -Siz Hazard'dan uzak durun, ben de bırakırım. | Open Subtitles | انتم يا ولدين ابقوا بعيدين عن هازارد وسأطلق سراحهم |
| Komuta Merkezinden hâlâ cevap yok. Uzay üssünden fazla uzakta değiliz. | Open Subtitles | لم ترد ستار كومندر حتى الآن نحن لسنا بعيدين عن الميناء الفضائى |
| Komuta Merkezinden hâlâ cevap yok. Uzay üssünden fazla uzakta değiliz. | Open Subtitles | لم ترد ستار كومندر حتى الآن نحن لسنا بعيدين عن الميناء الفضائى |
| Yalnızca kamptan uzakta bulunanlar ayakta kaldı. | Open Subtitles | كل الرجال الذين يقفوا الان كانوا بعيدين عن المعسكر |
| Bu kadar yeter. En iyisi birbirimizden biraz ayrı kalalım. | Open Subtitles | أعتقد أن الأفضل بالنسبة لنا هو أن نبقى بعيدين عن بعضنا البعض |
| - Biz işaretten çok uzaktaydık. | Open Subtitles | لسنا نحن ، لقد كنا بعيدين عن مكان العلامة |
| - Geç oldu bu saatte çekici bulamayız ve ayrıca New York'tan uzaktayız. | Open Subtitles | ان الوقت متأخر , لا احد ليساعدنا نحن بعيدين عن نويورك ساخذ شراب |