| Şehirde büyüdüm. Hiç şansım olmadı. | Open Subtitles | لقد ترعرت في المدينة لم أحظى بفرصه للتعلم |
| Unut gitsin, test yapma şansım hiç olmayacak. | Open Subtitles | انسى الذى حدث لم احظى بفرصه لتجربته |
| Sana bunu söyleme şansım olmadı,... ..ama kazadan sonra yanında kalamadığım için gerçekten çok üzgünüm. | Open Subtitles | لم أحظى بفرصه لكى أقول ذلك أنا... . أسفه حقآ لاننى لم أبقى معكى مده طويله بعد الحادثه |
| Daha iki ay tanıdığım bir adam için böyle büyük bir fırsatı.. | Open Subtitles | حسناً .. لا اعلم اشعر كأنها خطوة صعبه و مخاطرة بفرصه كبيره |
| Daha iki ay tanıdığım bir adam için böyle büyük bir fırsatı.. | Open Subtitles | اشعر كأنها خطوة صعبه و مخاطرة بفرصه كبيره |
| Ama göstermek için bir fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم أحظ بفرصه لأريهم |
| June'dan hoşlanıyorum ve onun gibi harika, zeki ve beni genç hissettiren biriyle başka bir şansım olmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | والآن أنا معجب بـ(جون) وأنا أعرف أنني لن أحظى بفرصه أخرى لواحده مذهله وذكيه والتي تبقيني شاباً على الدوام |
| Benim hiç şansım olmadı. | Open Subtitles | انا حقاً لم احضى بفرصه |
| Karıma veda etmeye şansım olacak mı? | Open Subtitles | هل سأحظى بفرصه لأودع زوجتي |
| Henüz bakma şansım olmadı. | Open Subtitles | لم أحظ بفرصه لتفقدها بعد |
| Resmen tanışma fırsatı bulamadık. | Open Subtitles | لن نحظى بفرصه لنتعارف رسمياً |
| Ölmek için bir fırsatı varken öldürüldü. | Open Subtitles | قُتل قبل ان يحظى بفرصه للموت |
| Sana teşekkür etmeye fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم احضى بفرصه لأشكرك |