"بفضح" - Translation from Arabic to Turkish

    • ifşa
        
    • ele
        
    • açığa
        
    • ortaya çıkarmakla
        
    • açıklamakla
        
    Evlerine geri dönmek isteyenleri ifşa etme riskini göze alamam. Open Subtitles لا أستطيع المخاطره بفضح الاشخاص الذين وجدوا طريقهم الى المنزل
    Eski işine dönebilmek için tüm ekibi ifşa olma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktın. Open Subtitles لقد خاطرت بفضح الفريق بكامله لتعود إلى عملك القديم وماذا حدث
    Ama beni ifşa etmekle tehdit etti. İşin ironisine başlamayayım hiç. Ona ne yaptın? Open Subtitles لقد هدد بفضح أمري، لا تجعليني أشرع بالتهكّم حيال ذلك.
    Bizi ele verirsen yüzünü bir zarfta alır, anladın mı? Open Subtitles قومي بفضح أمرنا، وسوف يستلم وجهكِ بالبريد، هل تفهمين ؟
    Bir gün, birileri bizi açığa çıkaracak, biliyorum. Open Subtitles في يوم ما سيقوم شخص ما بفضح أمرنا أنا أعرف ذلك
    Görünüşe göre, bu kanıtı ortaya çıkarmakla ilgili kişisel bir ilgisi var. Open Subtitles يبدو أن لديه اهتماماً شخصياً بفضح هذا الدليل
    Belki bu ilişkiyi açıklamakla tehdit etti ve o da, sessiz kalması için onu öldürmeye karar verdi. Open Subtitles ربّما هدّدت بفضح العلاقة وقرّر أن يقتلها للحفاظ على هدوئها.
    Beni burada bekliyordu beni ailene ifşa etmekle tehdit ediyordu. Open Subtitles كان ينتظرني هنا مهدداً بفضح أمري إلى عائلتك
    Eğer herşeyi ortaya koymuyacaksak ifşa etmenin ne anlamı var? Open Subtitles ماهي الفائدة من نشر الفضائح، إن لم نقم بفضح كل شئ؟ من يهتم؟
    Listedeki ajanları ifşa edersen boş yere girmemiş olur. Open Subtitles لن يكون ذلك إذا قمنا بفضح العملاء الموجودين في القائمة.
    Ve karar oyunu verecek üyeyi ifşa etmekten bahsederken şaka yaptığına eminim. Open Subtitles ومما سمعته أنا متأكد أنك كنت تمزح بشأن تهديدك للصوت الحاسم بفضح اسمه.
    Onu ifşa etmekle tehdit ettiğimde o odadan sadece birimizin canlı çıkacağını açıkça belli etti. Open Subtitles وعندما هددته بفضح أمره، جعل الأمر واضحاً تماماً، أنـه لن يتركني أُغادر الغرفة علي قيد الحياة.
    Sırrımı ifşa etmekle tehdit etmesen de konuşabilirmişiz. Open Subtitles بدون ان تهددني بفضح كل اسراري نستطيع ان نتحدث معاً بحرية وسهوله
    Bizi ifşa etmekle tehdit ediyordun. Open Subtitles لكنك من الواضح استغليتني فحسب كنت تهدّد بفضح الأمر
    Scott onun gizli itibarını ifşa edeceğini söyledi. Open Subtitles هدد سكوت بفضح مخطط جورج للتشويه الغير مشروع
    Görüşürüz. Shaw, Houjin Lin'le ilgili suçlayıcı delilleri ifşa edecek, ve buna "ortak operasyon" diyor, çünkü Lin'i Çin'den almamıza yardım ettiğinizi biliyor. Open Subtitles لنجعل منه ليلة شو سوف يقوم بفضح بعض أدلة الثبوت
    Çünkü ahşap zeminde topuklu ayakkabı sesi kadınları ele veriyormuş. TED لعدم السماح لطرقات الكعب العالي على الأرض الخشبية الصلبة بفضح دخول النساء
    Sonracığıma titremesi durulunca, yavşak herif milleti ele vermeye başlar, aklına kim gelirse artık. Open Subtitles بعد ذلك يئنّ كفاية ويبدأ بفضح الآخرين أياً كانوا
    Bir beyefendi, sırlarını açığa vurmaz. Open Subtitles لا أحب التفاخر. لا يقوم النبلاء بفضح مغامراتهم.
    Bu, beni açığa çıkarmakla tehdit ettiğinde bölge savcısına yazdığın mektup. Open Subtitles هذه نسحة من الخطاب الذي كتبتيه لوكيل النيابة عندما هددتني بفضح أمري
    Ben de operasyonu ortaya çıkarmakla tehdit ettim. Open Subtitles و لذلك هددت بفضح العملية
    Bailey'nin seni akademik dolandırıcılığını ortaya çıkarmakla tehdit ettiğini biliyoruz. Open Subtitles نعلم أن (بايلي) هددت بفضح تزويرك الأكاديمي
    Barlow sırrını açıklamakla mı tehdit etti? Open Subtitles بارلو هددك بفضح سرك ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more