| Paranın ve eğitim düzeylerinin artması insanların kaba yönlerini gidermiyor. | Open Subtitles | كونها متعلّمة وغنيّة لا يعني انها تتصرف بفظاظة مع الناس |
| Stres yüzünden eşime vurduğum, iş arkadaşlarıma karşı kaba konuştuğum zamanlardı. | Open Subtitles | .. حيث كنت أثور بوجه زوجتي أو أتحدّث بفظاظة لزميل بالعمل وهذا بسبب التوتر |
| öyle olmasaydı, bu zevkler kaba ve gösterişçi olurdu. | Open Subtitles | فإننا نحمل كفاءة متميزة كافية لحس راق و رفيع و لن يكن حتى لو كان بمقدورهن متفاخرات بفظاظة |
| kabalık etmek istemem ama yemeği hazırlamalıyım. | Open Subtitles | أكره التصرّف بفظاظة , لكن عليّ إعداد العشاء |
| kabalık veya saygısızlık etmek istemem ama başlamadan önce herhangi bir şekilde geleceği görmenin bilimsel hiçbir kanıtı olmadığını söylemek istiyorum. | Open Subtitles | لا أقصد أن أتصرف بفظاظة أو بوقاحة, ولكن قبل أن أبدء, أود بأن أخبرك لا يوجد أي دليلٌ علميٌ |
| - kaba davrandıysam kusuruma bakma. - Hiç de değildin, iştesin sonuçta. | Open Subtitles | ..ــ أنا آسف إن كنت تصرفت بفظاظة ــ كلا، لا بأس، فهذا مكان عملك |
| Gergin bir durumda kaba davranmak çok işe yarıyor sanki, değil mi? | Open Subtitles | لأنّ التصرّف بفظاظة يفيد دائماً في الظروف الحرجة، صحيح؟ |
| Kulüp üyelerinin, bizden birisine kaba davrandığında yaptığımız bir şey. | Open Subtitles | عندما يتصرف عضو في النادي معنا بفظاظة نفعل هذا |
| "26 yaşındaki üvey annene kaba davranmayı bırak" konuşması mı? | Open Subtitles | تقصد عن عدم التصرف بفظاظة مع زوجة أبيه ذات الـ26 عاماً؟ |
| Ona çok kaba davrandım. Ona söylediğim son şeyin... | Open Subtitles | خاطبتها بفظاظة, ولا أريد أن يكون آخر ما قلته لها... |
| Bu kadar kaba davrandığım için özür diliyorum. | Open Subtitles | آسف على معاملتك بفظاظة شديدة توًّا. |
| Bu kadar kaba davrandığım için özür diliyorum. | Open Subtitles | آسف على معاملتك بفظاظة شديدة توًّا. |
| Homer, Ned'e böyle kaba davranmazsan memnun olurum. | Open Subtitles | يا (هومر)، سأكون ممتنّةً لك إذا لم تتصرّف مع (نيد) بفظاظة |
| Konferansta soruları kaba şekilde yanıtladı. | Open Subtitles | في لقاء صحفي... أجاب الأسئلة بفظاظة. |
| Hayır kaba olmaya da çalışmıyorum. | Open Subtitles | كلا، لا أتحدث بفظاظة أيضاً. |
| Theresa'ya çok kaba davrandın. | Open Subtitles | -قد عاملتِ (تريسا) بفظاظة شديدة |
| İnsanlara kaba davranma. | Open Subtitles | - ليس عليكِ التصرّف بفظاظة. |
| Ben mi kabalık ediyorum? Sen başından beri bana kabalık ettin. | Open Subtitles | لقد تصرفت بفظاظة معي طيلة هذه الليلة. |
| Bize bu kadar iyi davranan Gaston'a nasıl kabalık edersin? | Open Subtitles | كيف تستطيعين أن تعاملي (غاستون) بفظاظة بعد أن كان كريماً معنا؟ |
| Yine kabalık ediyorsun işte. | Open Subtitles | ها قد عاد إلى التصرّف بفظاظة |
| - Sarah kabalık ediyor sadece. | Open Subtitles | سارة) تتصرف بفظاظة) |