| Eğer onun serbest kalmasını istiyorsanız, düzgün gittiğine emin olmalıyım. | Open Subtitles | أنت تريدها حرّة، عليَّ أن أتأكد من بقائها كذلك |
| Cariyeyi kızına götüreceğim ve orada kalmasını sağlayacağım. | Open Subtitles | سأرافق المحظية إلى ابنتها وأتأكد من بقائها هناك. |
| Ona canlı ihtiyacımız var. Öyle kalmasını sağla. | Open Subtitles | أريد هذه حية وتأكدي من بقائها هكذا |
| Onun hayatta kalması zayıf bir ihtimal,ama hala beyin dalgaları çok hareketli. | Open Subtitles | إحتمال بقائها ضعيف ، لكن هناك نشاط في الموجات الدماغية |
| Bu kadar kalması bile mucize. | Open Subtitles | بقائها هنا بقدر تلك المدة كان معجزة. |
| Oranın öyle kalmasının ne kadar elzem olduğunu sana hatırlatmama gerek yok. | Open Subtitles | لست في حاجة لأن أذكرك بمدى اهمية بقائها على هذا النحو |
| Büyük olasılıkla oraya sıkışıp kalmasının nedeni... suçluluk duygusudur. | Open Subtitles | .... ربما كان السبب في بقائها هنا انطلاقا من شعورها بالذنب |
| Benim işim onun orada kalmasını sağlamak. | Open Subtitles | إنّما واجبي أن أحرص على بقائها فيه |
| A, sanırım onun Radley'de kalmasını sağladığımı biliyor. | Open Subtitles | على الارجح عرف"آي" بخصوص بقائها في رادلي |
| Karnizmin görünmez kalmasının bir yolu isimsiz kalmasını sağlamak. | Open Subtitles | إحدى طرق بقاء "اللحمية" خفية، هي في بقائها غير مُسمّاة. |
| Sadece kalmasını istiyorsun. | Open Subtitles | لكنّك كذلك ترغب فقط في بقائها |
| Hangisi daha kötü bilmiyorum annenin Pam Staggs'le çıkması mı yoksa annenin Pam Staggs'le kalması mı. | Open Subtitles | لا أعرف ما الأسوء خروج أمك مع (بام ستاجز) أو بقائها في البيت مع (بام ستاجز) |
| Şu anda hayatta kalması için uğraşmalıyız bence. | Open Subtitles | لنركز على بقائها حية الآن |
| Neden, sakin kalması için mi? | Open Subtitles | لماذا، ﻹبقائها هادئة؟ |