"بقاياه" - Translation from Arabic to Turkish

• kalıntıları
• kalıntılarını
• cesedini
• kalanları
• küllerini
• kalıntılarına

kalıntıları temizlemek için bunu Bay Mouton'un üzerine serpebilir miyim?
هل يمكنني أن أبعثر فيني جينيه فوق السيد موتان؟ حتى اطهر بقاياه

(Bu olaydan sonra kalıntıları kayboldu)
بعد ذالك إختفت بقاياه ،، ولم يراها احد بعدها

Onun boyutlarına bakacak olursak kalıntıları 3 kilo kadar olmalıydı.
بناءاً على حجمه بعد الإحراق، كان من المُفترض أن يكون وزن بقاياه ثلاثة كيلوغرامات.

Ama kurallar ona hiçbir zaman pek bir şey ifade etmemiştir, ...ben de kalıntılarını, yolculuğumuz için güvenli bir şekilde sakladım.
لكن القواعدَ مَا سَبَقَ أَنْ عَنى كثير إليه لذا عَبّأتُ بقاياه بسلامة من اجل رحله العوده

Onu neyin öldürdüğünü bulmanızda size yardım etmem için kalıntılarını görmem gerek.
سوف اضطر لرؤيه بقاياه لاعرف ما قتله

Temastan günler sonra kavrulmuş cesedini karısı yerde bulmuş.
أيام بعد المشاهدة، زوجته رجعت للبيت لتجد بقاياه المفحمة على الأرض

Onunla ilgili hatırladığım son şey ise, Karındeşen'den geriye kalanları.
أخر ذكرى لي عنه هي العثور على بقاياه المذبوحة

İçinde yakılanların küllerini koyabilmek için yalnızca bir kaç raf varmış.
هنالك بضعة رفوف تحوي بقاياه المحروقة فحسب

Masum biri kazadan sorumlu kişi haline getirildi ve kalıntıları bulunduğunda bile başka meselelerle olayın üstü örtüldü.
اتهام احد الماره الابرياء ظلما ليكون مسؤولا عن الحادث وحتى عندما وجدت بقاياه اخيرا ظهرت مشاكل اخرى لدفن حقيقه ظهورها

Eee, kendini ölmüş gibi göstermediyse mezarlığa gidip kalıntıları varsa bakmamız...
حسناً, ليس إن قام بتزوير وفاته علينا أن نذهب للمقبرة ونرى إن كانت بقاياه موجودة هناك...

kalıntıları dünyanın her tarafında bulunmaktadır.
أساسا ، بقاياه وجدت في جميع أنحاء الأرض

kalıntıları yakmaları gerektiğini biliyorlar.
كانوا على دراية كافية لحرق بقاياه

kalıntıları dün bulundu.
-تمّ العثور على بقاياه البارحة

Evet, kalıntılarını bulmuşlar.
نعم، لديهم بقاياه.

kalıntılarını bulduk.
وجدنا بقاياه

Birisi odunmuş gibi yaktı onu, cesedini de hayvanlara bıraktı.
أحدهم قد أحرقه كَعُودٍ من الحطب تاركاً بقاياه كي تلتهمها الحيوانات

Çünkü cesedini rıhtımdaki bir depoda bir fıçının içinde bulduk.
لأننا وجدنا بقاياه في برميل يمستودع بجانب المرفئ

Öğrendiğimize göre John Shaffner'in ailesi de oğullarının cesedini alamamış.
صحيح " وتبين أن عائلة " جون شافنر لم تستلم بقاياه أيضاً

Bedeninden geri kalanları, gezegenimiz Gallifrey'e geri götürmesini istemiş.
يَجِبُ أَنْ يَأْخذَ بقاياه للعوده إلى كوكبِنا - جليفرى

- Ölüsünü taşıyor musun? - Hayır, küllerini.
هل تحملي بقاياه هنا؟

- Sanırım kalıntılarına yapılacak fazladan küçük bir kesit huzurunu bozmaz .
لا أعتقد بان روحه الخالدة ستتدبر ببترة من بقاياه الدنيوية.