| Evet. Ama parçacıksız. Bulduğum her parçacık için seni öldüreceğim. | Open Subtitles | نعم ولكن بدون رشة ، لكل رشة سوف اقول بقتلك |
| Bana birazcik huzur getirecegini bilsem... seni suracikta öldürürüm inan bana. | Open Subtitles | أتعلم، سأقوم بقتلك في الحال لو كان هذا سيعطيني حبّة سلام |
| Et, abur cubur, peynir. Sizi bizzati öldürecek şeyler. | TED | اللحم، الوجبات السريعة، الجبن. الأشياء التي تقوم بقتلك. |
| Para buraya geldiğinde, Billy Jack ve Chink ikinizi de öldürmek isteyecek. | Open Subtitles | عندما يصل المال هنا, "بيلي جاك" و "شينك" سيقومون بقتلك انت والسيده. |
| Babaları en son öldürerek kendi babanı ve kendini defalarca öldürüyordun. | Open Subtitles | بقتلك الآباء آخراً كنت تقتل أباك وأخيراً تقتل نفسك مراراً وتكراراً |
| Seni öldürmeyeceğim. Diğerlerini uyaramayasın diye seni yaralayacağım. | Open Subtitles | لن أقوم بقتلك ولكن سأمنعك من إخبار الأخرون |
| O köşe onun öldüğü yer, seni de orada öldüreceğim. | Open Subtitles | تلك الزاوية هناك، انها حيث مات و حيث سأقوم بقتلك |
| O zinciri tekrar çekersen seni öldüreceğim. | Open Subtitles | إن قمت بسحب هذا السلك مرّة أخرى فسأقوم بقتلك |
| Seni öldüreceğim, soyacağım, kol ve bacaklarını parçalara ayıracağım, ve sonra bağırsaklarını sökeceğim, seni parçalara ayıracağım! | Open Subtitles | سوف أقوم بقتلك و أعرّيك تماما و أمزق أطرافك |
| ama beni yine aşağılarsan seni öldürürüm! | Open Subtitles | لكن إذا إحتقرتني ثانيةً، لن أتردّد بقتلك. |
| Bayan, eğer şu boktan çeneni kapamazsan, seni öldürürüm. Şimdi, dinle. | Open Subtitles | يامرأة لو لم تقفلي فمك اللعين,سوف أقوم بقتلك |
| Çünkü seni öldürecek herhangi birine 100,000 dolar vermeyi yeğliyorlar. | Open Subtitles | لأنهم سيدفعون مائة ألف دولار لأي رجل يقوم بقتلك |
| Ama bu ur şu anki hızıyla büyümeye devam ederse, yine de seni öldürecek. | Open Subtitles | لكن لا يغير الحقيقة,بأن هذا الورم أذا أستمر بالنمو على معدله الحالي,لازال سيقوم بقتلك |
| Ama onu yetersiz şekilde kullanırsan, bu zayıflığı seni öldürmek için kullanır. | Open Subtitles | لكن إذا تمت بشكل ضعيف سيقوم بقتلك بضربة واحده |
| Bu durumda, korkarım ki seni öldürmek zorundayız. | Open Subtitles | في هذه الحالة, أخشى أنه يجب علينا أن نقوم بقتلك. |
| Öyleyse, o adamı öldürerek, geri kalan köylülerin hayatlarını kurtarmış oldun, öyle mi? | Open Subtitles | اذا بقتلك ذلك الرجلِ أنقذت حياة بقية القرويين |
| Sizi öldürmeyeceğim. | Open Subtitles | نحن نريد أن نعيش لنرى ما تبقى من حياتنا - لن اقوم بقتلك - |
| Ben de, nasıl denir, seni öğle yemeğinde öldürmekle suçlu? | Open Subtitles | و أنا قد اكون, كيف تقولينها.. مذنبة بقتلك خلال الغداء. |
| Bu seferki çok ciddi. Seni öldürecekler. | Open Subtitles | هذه المرة ليس فيها خداع سيقومون بقتلك لا محالة |
| O Genç efendilerin seni öldürmeye çalıştıkları doğru mu? | Open Subtitles | أصحيح ان هؤلاء السادة الشباب يرغبون بقتلك ؟ |
| Seni yavaşça öldürmekten zevk alacağım için utanıyorum. | Open Subtitles | أنا نوعا ما خجل أن اعترف بحقيقة اني سأستمتع بقتلك ببطء |
| Çünkü karını öldürdüğüm için beni affetmezsen seni geberteceğim. | Open Subtitles | لأنني سأقوم بقتلك إلا إذا سامحتني لتقل زوجتك |
| Eğer ikinizi de kesmeyi deneseydim, muhtemelen seni öldürüp kaçardı. | Open Subtitles | اذا حاولت ان اقتلكما هناك من المحتمل أن يقوم بقتلك و يهرب بعد ذلك |
| Bizi bırakırsan seni öldürmem. Elinde kitap olan bir ihtiyar için cesur sözler bunlar. | Open Subtitles | دعنا نذهب ولن أقوم بقتلك هذه كلمات شجاعة |
| Şunu söyleyebilirim ki cidden seni öldürmeyi düşünen biri uyarı notu göndermez. | Open Subtitles | وأنا أخبرك بأنه لا أحد جاد ويرغب بقتلك سيقوم بإرسالة تحذيرٍ إليك. |
| Beyninin yıkandığını düşünmelerini sağla. Anlarlarsa seni öldürürler. | Open Subtitles | .دعهم يظنون أنهم قد غسلوا دماغك لو فـُضـِح أمرك, سيقومون بقتلك |