| Eğer gidişatı bilmezsen, bir daha ki sefer yanında olmayabilirim. | Open Subtitles | ربما لن أكون بقربك في المرة القادمة إن فهمتَ قصدي |
| yanında olup, kendimi uzaklaşmış gibi hissedeceğime, burada kalıp uzakta olsan da, kendimi yanında gibi hissetmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أفضّل بأن أكون هنا بعيداً عنك لكن أشعر بالقرب منك بدلاً من أن أكون بقربك لكن أشعر بالبعد عنك |
| Onu yanında istiyorsan, Whitehall sarayında bir yer bul. | Open Subtitles | أن كنت تريدها بقربك ,فلتبحث لها عن مكان فى قصرك فى الوايتهول. |
| Ve her nasılsa henüz bir mağazada görmediyseniz, en azından yakın bir zamanda göreceğinizden emin olabilirsiniz. | TED | وإذا كنت لم تر أحد هذه الجوالات في المحل الذي بقربك بعد، فكن مطمئناً أنك ستجدها قريباً يوماً ما. |
| "Dostlarını yakın tut ama düşmanlarını daha da yakın tut" diye öğretti. | Open Subtitles | علمنى هذه الحكمة " ابق أصدقائك بقربك و أعدائك على مقربة أكثر" |
| yakınında olmak, bir erkek başka ne ister ki? | Open Subtitles | ان كون بقربك ماذا تظنين ان يريد منك الرجال |
| Kimse senin yanına yaklaşamayacak. | Open Subtitles | أنا مُسّيطِرة عليه هذالَنْيَأْتيأيمكان بقربك. |
| Evet. Kim senin yanında olmak ister ki zaten. Fazla seksisin. | Open Subtitles | صحيح ، من يريد أن يكون بقربك على كل حال أنتٍ مثيرة جداً |
| Filipinler'de senin yanında olmak için kaldığını söylüyor. | Open Subtitles | تدّعي بأنها بقيت بجانب الفلبين لتكون بقربك |
| Senin yanında olmaktan başka ne ki hayat? | Open Subtitles | ما هي الحياة أيضاً ؟ سوى أن تركض بقربك ؟ |
| Ve unutmaman gereken bir şey daha var. yanında olmadığımda da sana duyduğum sevgi gerçek. | Open Subtitles | و انت عليك فقط أن تتذكّر بأنني حتى لو لم أكن موجودة بقربك |
| yanında daha genç birini istersin. | Open Subtitles | هل هذا صحيح ؟ تريد شخصاً أصغر ليحكم بقربك |
| Senin yanında kalsaydım bunların hiçbirisi yaşanmazdı. | Open Subtitles | .لو اني مكثت بقربك .لم يكن شيء من هذا ليحدث |
| Senin yanında olduğum zaman bir şey içimdeki katili sakinleştiriyor. | Open Subtitles | يبدو إن كوني بقربك يتحكّم بالقاتل الذي بداخلي. |
| Şu anda burada özel bir süitte bir adamla birbirine fazlasıyla yakın oturuyorsun.. | Open Subtitles | أتعرفين .. جلوسي هنا في هذا الجناح بقربك ربما يعطي الانطباع الخاطئ أو ربما الصحيح |
| Bana bunu öğreten sendin. Dostuna yakın, düşmanına daha da yakın ol. | Open Subtitles | أنت من علمني أبق أصدقائك بقربك وأعدائك أقرب |
| Artık senin yakınında olamam. Yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لا أستطيع البقاء بقربك بعد الآن لست قوية بما فيه الكفاية فحسب |
| Artık senin yakınında olamam. Yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أبقى بقربك بعد الآن , لست قوية بما فيه الكفاية |
| Sadece uyurken yanına koyarsan kabus görmene sebep olur. | Open Subtitles | لاكن لا تضعها بقربك عند النوم لأنها ستجعلك تحلم بكوابيس |
| yanındayken başka hiçbir şey düşünmüyorum. | Open Subtitles | والابتسام والاستمتاع وأن لا أفكر بأي شيء سوا أن أكون بقربك. |
| Senin etrafında olduğumda bir şey içimdeki katili sakinleştiriyor. | Open Subtitles | يبدو إن كوني بقربك يتحكّم بالقاتل الذي بداخلي. |
| Tamam. Birşey yok. Seni Tuttum. | Open Subtitles | حسناً، لابأس أنا بقربك، أنا بقربك |
| İşte, bunları bir web sitesinden aldım yanından ateşli bir hatun geçerken söylenebilecek güzel şeyleri yazmışlar. | Open Subtitles | جلبت هذه من مواقع التي تقول لك أشياء جيدة لتقوله لأمرأة عندما تمشي بقربك |
| Biliyorum tatlım. Atlamanı istiyorum. Senin için buradayım. | Open Subtitles | اعلم عزيزتي اريدك ان تقفزي سأكون هنا بقربك |