| Sahte bir hikaye anlatabilirim, ya da direkt doğruyu söyleyebilirim. | Open Subtitles | حسناً، بوسعي أن أُخبرك بقصّة كاذبة أو أن أُخبرك بالحقيقة |
| Size bir hikaye anlatmak istiyorum, küçük bir kasabada yaşayan bir çocuk hakkında. | TED | أرغب في إخباركم بقصّة حول طفل ينتمي لمدينة صغيرة. |
| Kısa bir hikâye; büyük annem bu ülkeye cebinde 20 dolarla gelmiş. | Open Subtitles | إليكم بقصّة قصيرة، أتت جدّتي إلى هذا البلد ولا تملك سوى 20 دولار، |
| Yeni bir hikayeye başlamak istiyorum. Ve bu hikayenin sonu önceki hikayemin sonundan daha iyi olacak. | Open Subtitles | أريد البدء بقصّة جديدة وستكون لها نهاية أفضل مِنْ سابقتها |
| Kitaplarınızı okuyordum. Şu tavşan anlattığınız bir hikayeyi anımsattı bana. | Open Subtitles | كنتُ أقرأ كتبك، ذلك الأرنب يذكّرني بقصّة ذكرتها |
| Polise, dandik bir hikayeyle gidersek.. | Open Subtitles | لو ذهبنا للشرطة بقصّة غير كاملة |
| "Laury Lay"in hikayesini duymuştum. | Open Subtitles | سمعت بقصّة لوريلي |
| Bize başka bir hikaye daha anlat. Bu sefer gerçek olsun. | Open Subtitles | أخبرنا بقصّة أخرى, واحدة حقيقية بالرغم ذلك |
| Özet hikaye: Büyükannem bu ülkeye cebinde 20 dolarla geldi. | Open Subtitles | إليكم بقصّة قصيرة، أتت جدّتي إلى هذا البلد ولا تملك سوى 20 دولار، |
| Bu panellere uzun süre bakarsanız bir hikaye anlatmaya başlıyorlar. | Open Subtitles | وإن نظرت لهذه اللوحات مطولًا ستخبرك بقصّة |
| Ona bütün hayat hikaye anlattım. Sadece ne olduğumu hariç. Fakat, şu anda gerçekten olanı biteni anlıyorum. | Open Subtitles | "أخبرته بقصّة حياتي كلّها، ليس ما جرى فحسب، بل كيف شعرتُ تجاه الأمور" |
| Bu akşam size bir hikaye anlatacağım, üstelik gerçek bir hikaye. | Open Subtitles | سأخبركم الليلة بقصّة ،وهي واقعيّة |
| - Bu haftanın başında, ofisimi aradı ve çok daha büyük bir hikaye peşinde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بوقتٍ سابق من هذا الأسبوع، إتّصلت بمكتبي، وقالت أنّها تعثرت بقصّة مُتفجرة... |
| Ona bir hikâye anlat..., ...kafanınüstüne düştüğünü, ama şimdi daha iyi olduğunu söyle. | Open Subtitles | ...و أخبرها بقصّة قل لها إنّكَ وقعتَ ...على رأسكَ و لكنّكَ تحسّنتَ الآن |
| Ben oradan ayrılırken, bu siyah cip oradaydı, yolda yanımdan geçti ki o da başka komik bir hikâye... | Open Subtitles | عندما هممتُ بالمغادرة، كانت هناك سيّارة دفع رباعي سوداء، كادت تخرجني عن الطريق، الذي يذكّرني بقصّة طريفة أخرى... |
| Şimdi bu bir hikayeye başlama yolu. | Open Subtitles | الآن , هذه الطريقة للبدء بقصّة |
| Şimdi de utanç verici hikayeye geçelim. | Open Subtitles | لذا سأستهل بقصّة محرجة |
| Bu bana bir müşterilerimle ilgili ilginç bir hikayeyi hatırlatıyor. | Open Subtitles | مما يذكّرني بقصّة مثيرة جدًا بخصوص أحد زبائني |
| Bana babamın eskiden... gerçek olmayı hayal ettiğimde anlattığı bir hikayeyi hatırlatıyor. | Open Subtitles | فهي تذكّرني بقصّة اعتاد والدي سردها لي حينما كنت أحلم بأنْ أصبح حقيقيّاً |
| Fakat bir kilisenin camlarının büyülü bir şekilde patlamasını basit bir hikayeyle kurula sunup onları inandırmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | لكن أتعلم مدى صعوبة إقناع مجلس ... المدينة بقصّة التسرُّب الغازيّ حين تنفجر عدّة نوافذ في كنيسة على نحوٍ سحريّ؟ |
| Ama Hugo buldugu minibusun hikayesini asla öğrenemedi. | Open Subtitles | "ولكن ما كان ليعرف (هيوغو) يوماً بقصّة الشاحنة المغلقة التي وجدها" |
| Baban sadece kötü saç kesimi olan budalanın teki. | Open Subtitles | والدُكَ أداةٌ بقصّة شعرٍ سيّئةٍ. |