"بقلبي" - Translation from Arabic to Turkish

• kalbimi
• kalbimde
• kalbim
• kalbime
• kalbimle
• Kalbimden
• Kalbimdeki
• Kalbimin
• yüreğimle
• yüreğimdeki

Ben veya siz degil askin gerekdigini görürsünüz sözümle kalbimi koymali miyim?
و سأعرف إن كنت احبك أم لا هل أخاطر بقلبي في حبك؟

~ kalbimi birazcık bile umursamadan... ~...bana gülümsüyorsun.
♪بدونأن تهتمحتي بقلبي♪ ♪أنتفقطتبتسمأمامي♪

kalbimde binlerce kez duyduğum ama senin ağzından bir kerecik olsun duymadığım evet mi?
هل هذه هي الموافقة التي سمعتها ألف مرة بقلبي ولكن ليس منكِ؟

kalbime mukayyet ol Tanrım, kalbim patlıyormuş gibi hissediyorum.
أمسك بقلبي, يا إلهي, فأنا أشعر أنه ينفجر.

Bütün bu bilgileri kalbime ve aklıma soktuğumda bunlar beni coşturur.
و عندما أقيسُ كُل هذا بقلبي و عقلي ترتفعُ معنوياتي به.

Doğru, gözlerim görmüyor, ama kalbimle görebilirim.
صحيح, لا أستطيع النظر بعيني لكن أستطيع النظر بقلبي

Ama ben Kalbimden gelerek çiziyordum...
لقد كنت أرسم بقلبي وإذا نظرت جيدا

kalbimi verdiğim bir kadına, hiç rüşvet teklif eder miyim?
لماذا يجب أن أرشو المرأة التي تستأثر بقلبي ؟

Ben veya siz degil askin gerekdigini görürsünüz sözümle kalbimi koymali miyim?
سأعرف إن كنت أحبك أم لا هل أخاطر بقلبي لك؟

Dharma benim kalbimi kazanmaya çalıştı ve...
والشيء الذي فازت به بقلبي عندما إلتفتت إلى وقالت

En utanç verici sırrıma, sinsice baktın ve beni mahvettin tüm kalbimi çekicinin altına koyacak kadar sana güveniyorken.
انت الذي كذبت علي عندما تعرفت بشكل واضح على اسراري الأكثر خجلا بقلبي كاملا الذ صار تحت مطرقتك

kalbimde, İsa'nın beni hala sevdiğini biliyorum.
أعرف بقلبي ان السيد المسيح ما زال يحبّني.

kalbimde hiç bir zaman doldurulamayacak bir delik bıraktın. Ben de onu yemekle doldurdum. Ama asla doyamadım.
تركت فجوة بقلبي لم يملئها شيء قط، لذا حاولت ملأتها بالطعام، ولكنها لم تمتلئ قط

kalbimde bu inançla öleceğim. Bu, her şeye değer.
سأموت والأيمان بقلبي وهذا أغلى من أي شيئ

Tüm gün boyunca Dan'le olan randevumuz için çok heyecanlıydım ve kalbim patlayacak gibi hissediyordum.
طيلة اليوم أنا متحمسة للقاء دان شعرت بقلبي سيخرج من صدري

Bu yüzden kalbim için doğru olan şeylere sarıldım.
لذا أتشبث بالأشياء الموجودة بقلبي التي أشعر بأنها حقيقية

Yaptıklarını duyduğumda, kalbime bir bıçak sapladığını hissettim.
وقتما سمعتُ بما فعلتِ كان مثل خنجراً قد غُرز بقلبي

Yaratıcı'nın döndüğünü duydum ve sen olduğun kalbime doğdu.
سمعتُأنّالخالقةقدّ عادت، و أوقن بقلبي أنها أنتِ.

Neden yaptığımı anlamalısın Xbox'ın hepimiz için en iyisi olduğuna bütün kalbimle inanıyorum.
يجب أن تفهم بأنّي فعلت مافعلته لأنّي أعلم يقيناً بقلبي . بأنّ الإكس بوكس أفضل لنا جميعاً

Tüm kalbimle eminim ki o daha iyi bir yere gitti ama Lance kızgın.
أنا أعرف بقلبي أنّها ستكون بمكانٍ أفضل, لكن "لانس" غاضب. غاضب على الله.

Kalbimden geçenin ne olduğunu bilmek istiyordun.
لقد أردتِ أن تعلمِ ما كان بقلبي.

Tanrım, sen acımı ve üzüntülerimi bilirsin Kalbimdeki korkuyu anlarsın.
إلهي، أنت عليم بألمي وضيقي وتفهم الخوف القابع بقلبي

Sizi görmekten o kadar büyük bir acı duyuyordum ki... Kalbimin acısını dindirmek için tırnaklarımın altına... iğne batırmaya başladım.
ولقد آلمني هذا كثيرا حتى لقد أخذت أوخز أظفاري لأشعر بالألم الشديد فيهم لأوقف الألم بقلبي

Ruhumla ve yüreğimle Genovia yönetebileceğimi hissediyorum.
أشعر بقلبي وبروحي أنني أستطيع أن أحكم جنوفيا

yüreğimdeki bu tutkuyu içime atacağım bir gün" diye içimden geçireceğim
كوكورو ني توموشيتا جووُنيتسو وُ دايتي وسوف أُعانق العاطفة الموجودة بقلبي