| diğerleri buralarda bir yerde olmalı. Onları bulalım. | Open Subtitles | بقيّتهم يَجِبُ أَنْ يَكُونُوا هنا في مكان ما , سَنَجِدُهم |
| Tek şansı bu. diğerleri de orada güvende olur. | Open Subtitles | تلك فرصته الوحيدة و بقيّتهم سيكونون بأمان هناك |
| Biz de diğerleri gibi petrol zenginiyiz. Biz de onlar gibi gideceğiz! Ama usulünce. | Open Subtitles | نحن أغنياء نفط مثل بقيّتهم لذا سنذهب مثل بقيّتهم، بل أفضل! |
| Ben kalanları yerleştirirken yanımda sürmeni istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُك أن تقود بجانبي بينما أُفخّخ بقيّتهم |
| Düzgün bir planla geri kalanları da yok ederiz. | Open Subtitles | وبالخطّة المناسبة، يمكننا إبادة بقيّتهم. |
| Burada ölürsem, burada kalırım, diğerleri gibi. | Open Subtitles | إذا مُت هنا، سأبقى هنا، مثل بقيّتهم. |
| Buradasın, geri döndün, diğerleri de döndü. | Open Subtitles | قد عدتَ إلى هنا، وكذلك بقيّتهم |
| Sen de diğerleri gibisin. | Open Subtitles | لا تضع هذا على كاهلي أنتَ مثل بقيّتهم |
| Şimdi ise tıpkı diğerleri gibi yalnızca mülteciyiz. | Open Subtitles | الآن نحن لاجئين، فقط مثل بقيّتهم. |
| Senin de diğerleri gibi bir kanemici olmaktan farkın kalmadı. | Open Subtitles | إنّك مصّاصة دماء بقدر بقيّتهم. |
| diğerleri gibi kapana kısılıp kalmayacağım. | Open Subtitles | لَن أَنحصر مثل بقيّتهم |
| diğerleri de orada güvende olur. | Open Subtitles | وسيكون بقيّتهم آمنين هناك |
| Sen de aynı diğerleri gibi, Elias'a istediği şeyleri vermeliydin. | Open Subtitles | كان عليكِ أن تُعطي (إلاياس) ما كلّ ما أراد مثل بقيّتهم. |
| diğerleri gibi, sen de benden şüphe ediyordun. | Open Subtitles | وأنت شككتَ بي مثل بقيّتهم. |
| O da diğerleri gibi gerine gerine gülecek. | Open Subtitles | سوف يموت من الضحك مع بقيّتهم |
| Ayrıca geri kalanları siz ikiniz temzileyebilirsiniz. | Open Subtitles | إضافةً إلى، الطريقة التي أرسمها... أنتم الإثنان حَصلتَم على الكثيرِ لتَعمَلُوا على تنظيفُ بقيّتهم. |
| Belkide biz kalanları beklemeliyiz. | Open Subtitles | ربما كان يجب أن ننتظر بقيّتهم |
| Geri kalanları indireceğiz. Ne? | Open Subtitles | -سأقتل بقيّتهم . |