| Pazartesi günleri söylediğimiz gibi önümüzde koca bir hafta var. | Open Subtitles | هذا مثل في يوم الاثنين تقولين أن لديكِ الأسبوع بكامله. |
| Belgelerime göre koca ev az kalsın yanıyormuş annenle bir tür anlaşmazlık nedeniyle. | Open Subtitles | وفقاً لما كتب هنا فالمنزل ... بكامله كاد يشتعل نتيجة لخلاف مع والدتك |
| Hayır, benim amacım tamamen bu işin dışında kalmaktı. | Open Subtitles | لا كل مقصدى أنى أريد البقاء خارج الموضوع بكامله |
| O ev, gün gelir tamamen sizin olabilir. | Open Subtitles | هذا المنزل,هذا الدخل من الممكن أن يُصبح خاصتك بكامله الان |
| Şurayı temizledim. Başladıysam. Sanırım tamamını yapmak zorundayım. | Open Subtitles | نظفت بقعه هنا أظن على تنظيف وجهك بكامله |
| Bunun anlamı da kafanın tamamını çıkarmamız gerekiyor. | Open Subtitles | مما يعني أن علينا استئصال رأسك بكامله |
| ve oğlu Darius zamanına kadar, Doğu Akdenizin tamamı Pers kontrolünde bulunuyor. | TED | وبحلول فترة حكم ابنه داريوس، ساحل البحر الأبيض المتوسط الشرقي بكامله يقع تحت سيطرة الفرس. |
| - Bütün motorun içi toprak dolu. Bunu Chink yaptı. | Open Subtitles | الرمال, المحرك بكامله ممتلء بع, لقد تدمر |
| Gordon Amca, teftiş etmem için, bu sabah bütün bir alaya geçit töreni yaptırdı. | Open Subtitles | إستعرض العم جوردن الفوج بكامله وفحصه لى هذا الصباح |
| Sence süper güçleri olmayan bir sivil koca bir ordu yerine tek bir adamla birleşir mi? | Open Subtitles | هل تظن حقاً أن مدنياً بدون قوى خارقة سيتحد مع رجل واحد بدل جيش بكامله ؟ |
| Bu koca bina sana yaklaşacak tehlikeleri önlemek için yapıldı. | Open Subtitles | تمت برمجة هذا المبنى بكامله لمنع أي أحد من الاقتراب منك |
| Beyler, uğraşmamız gereken koca bir filo var. | Open Subtitles | أيها السادة , الأسطول بكامله يعلم بأمرنا |
| Oraya koca bir basketbol takımını sığdıracaksın. | Open Subtitles | لديكم فريق كرة سلة بكامله أجتهدوا هناك |
| Kimse koca bir binayı yıkmak istemiyor. | Open Subtitles | لا أحد يريد أن يهدم مبنى بكامله |
| Geleceğin... tamamen benim elimde sevgili arkadaşım. | Open Subtitles | مستقبلك موجود بكامله معي يا صديقي العزيز |
| Yerel, eyalet ve federal seviyeler bizim en hassasımızı korumakta tamamen başarısız oldu, ve tüm nüfus kendi başının çaresine bakmak üzere terk edildi. | TED | فشل النظام على المستوى المحلي والفيدرالي فشلًا ذريعًا في حماية المواطنين الأكثر ضعفًا، وتُرك تجمّع سكاني بكامله لوحده في صراعه لتأمين حقوقه. |
| Üst katın tamamını kiralamış. | Open Subtitles | استأجَر الطابق العلويّ بكامله |
| Birinci sahnenin tamamını yaptık? | Open Subtitles | مثّلتِ الفصل الأول بكامله |
| Aslında, atmosferinin tamamı neredeyse karbondioksit ve bizimkinden neredeyse 100 kat daha ince. | TED | في الحقيقة، يكاد غلافه الجوي يحوي بكامله ثاني أكسيد الكربون، وهو أكثف مئة مرّة من غلافنا الجوي. |
| Filmin tamamı adamın, sonu başarısızlıkla biten, kadının fantazisini ... umutsuz bir şekilde yakalama girşimidir. | Open Subtitles | الفيلم بكامله عبارة عن محاولة يائسة لملاحقة خيالاتها والتي انتهت بالإخفاق |
| - Bütün sokağı kaybetmeden burayı kapatmalıyız. - 5 dakika. | Open Subtitles | يجب أن نغلقه قبل أن نفقد الحيّ بكامله خمس دقائق، امنحنا خمس دقائق |
| bütün bir sınıf asla tek bir kişiye sataşmaz! | Open Subtitles | إنّ الصنفَ بكامله لا يتحامل أبداً على شخص واحد |