| Diğer bir deyişle, ya dikkatin dağılıyor ya da bir şeyleri kaçırmaktan korkuyorsun. | TED | بكلمات أخرى أنت إما مُشَتت أو خائف أن يفوتك شيء ما |
| Diğer bir deyişle, çarpmak için belli türde bir nesneyi sistemli olarak kayırıyor veya ayrım yapıyor. | TED | بكلمات أخرى إنها بشكل مبرمج تفضل أو تميز شخص عن أخر أو كائن للإصطدام به |
| Diğer bir deyişle bu insanların hepsi akıl edip, seks adıyla da bilinen normal biyolojik fonksiyonlarını yerine getirdiler. | Open Subtitles | بكلمات أخرى كل هؤلاء الناس قد تم الحمل بهم بواسطة الوظيفة الطبيعى المسماة بالعلاقة الجنسية ؟ |
| Başka bir deyişle, araştırmacı arkadaşlarımı öldürdüler ve suçu üzerime attılar. | Open Subtitles | مما يعني بكلمات أخرى.. أنهم قتلوا مساعديني بالأبحاث ووضعوا اللوم علي. |
| Başka bir deyişle, beslenmeyle kanseri açlıktan öldürebilir miyiz? | TED | بكلمات أخرى,هل نستطيع بطعامنا أن نضع السرطان في مجاعة؟ |
| bir başka deyişle, erkekler, ev departmanında çıtayı biraz yükseltmeyi isteyebilirsiniz. | TED | بكلمات أخرى,أيها الرجال,ربما يجب ان تطوروا اداءكم في القسم المحلي |
| bir başka deyişle su mantonun derinliklerinde magmanın içindeydi. | Open Subtitles | بكلمات أخرى ، الماء كان موجود فعليا في الرواسب في أعماق الريشة |
| başka bir ifadeyle, insanlar bunlara baktılar ve farklılıklarını gördüler. | TED | بكلمات أخرى ينظر الناس إليها ويلاحظون الاختلافات |
| Diğer bir deyişle, bu madem artık bana ait. | Open Subtitles | بكلمات أخرى, منجم الفحم هذا أصبح ملكي الأن |
| Diğer bir deyişle, buradaki tek bir düşünce bir erkeğin tahrik olması için yeterli olacaktır. | Open Subtitles | بكلمات أخرى .. الرجل يحتاج لفكرة واحدة هنا لتثير شهوته. |
| Diğer bir deyişle para boçla yaratılmış oluyor bu beyin uyuşturmaya yarayan paradoks | Open Subtitles | ذلك المال إلى البنك الاحتياطي الفيدرالي, بكلمات أخرى المال أوجد بالدين. هذا المفارقة المذهلة ، حول ان المال أو القيمة |
| Diğer bir deyişle, 'siz' çocuk ihmali suçundan araştırılıyordunuz. | Open Subtitles | بكلمات أخرى أنتِ كنتِ تخضعين للتحقيق بتهمة الإهمال الجنائي لطفل |
| Diğer bir deyişle bu kara parçaları eskiden bir arada bulunmuş olmalıdır. | Open Subtitles | بكلمات أخرى ، لا بد أن جميع القارات تلك كانت مع بعضها البعض |
| Diğer bir deyişle bu lav güney yarıkürede oluşmuştur. | Open Subtitles | بكلمات أخرى ، هذه الحمم قد تشكلت في نصف الكرة الجنوبي |
| Başka bir deyişle daha önce hiç gerçekleşmemiş bir şey gerçekleşene dek milyonları kaybedeceğiz? | Open Subtitles | بكلمات أخرى نفقد الملايين لأشياء لم تحدث من قبل قبل أن يحدث |
| Başka bir deyişle, iç dünyanızı, yazıya dökmenizi bekliyorum. | Open Subtitles | بكلمات أخرى, حتى تتعلموا أشياءً عن مشاعركم |
| Başka bir deyişle kısa çöpü sen çektin. | Open Subtitles | بكلمات أخرى ، أنت من رسم النهائية القصيرة |
| Başka bir deyişle bu hiçbir şeyi kanıtlamayacak. | Open Subtitles | لذا بكلمات أخرى لا يوجد شيء سيثبت انك مخطئ |
| Başka bir deyişle, Haley sadece kaçmadı yanında 50,000 Dolar değerinde silahlarla mı kaçtı? | Open Subtitles | بكلمات أخرى, "هيلي" لم يفلت فقط, بل أفلت مع ما قيمته 50,000 $ من الأسلحة؟ |
| bir başka deyişle, Dedektif'in annen olduğundan emin misin? | Open Subtitles | بكلمات أخرى ، هل أنتِ واثقة أن المُحققة هي أمك ؟ هل من المُمكن أن تكون قد أتت من مكان آخر ؟ |
| bir başka deyişle, çuvalladın. | Open Subtitles | لذا بكلمات أخرى, لقد أفسدت الأمر |
| bir başka deyişle, Max senin ruh halini kuralcı ve istikrarlı bir şekilde lanse edecek. | Open Subtitles | بكلمات أخرى, سوف يتصل "ماكس" بـ إستقرارك النفسي الداخلي |