| Aklımıza gelen her şeyi deniyoruz, ama o kadar basit değil. | Open Subtitles | إننا نحاول بكل شيءٍ يمكننا التفكير به لكنها ليست بتلك البساطة |
| Temelde bu proteinler sinir sisteminin yapması gereken her şeyi kontrol ederler. | TED | وهي تتحكم ببساطة بكل شيءٍ يقوم به النظام العصبي. |
| Momoko'da zihinsel bir sorun var diyorlar ama asla kaybetmeyi sevmiyor her şeyi kendi yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | يقولون بأن موموكو متخلّفة عقليًّا، لكنها تكره الخسارة بشدّة وتريد القيام بكل شيءٍ بنفسها |
| Yarık açık kaldığı sürece Yeraltı Dünyası'nın Gardiyanı'nı kölelerini, yaşayan her şeyi öldürmesi için göndermekten alıkoymanın hiçbir yolu yoktur. | Open Subtitles | الحارس من الصعود إلى عالمنا.. يُرسل تابعيه لألحاق الموت بكل شيءٍ حيّ. |
| Size hatırladığım her şeyi söyledim. | Open Subtitles | أعتقدُ أنني أخبرتُكَ بكل شيءٍ أستطيعُ تذكره |
| Şimdiden söylüyorum sana, çocuğumuz olursa her şeyi benim yapmamı bekleme. | Open Subtitles | أنا أخبرك الآن وحسب, لو رزقنا بأطفال, لا تتوقع مني أن أقوم بكل شيءٍ |
| Hakkında bildiğim her şeyi tekrar düşünmem gerekti. | Open Subtitles | إضطررت لإعادة التفكير بكل شيءٍ أعرفه عنكِ. |
| O mürettebat ile ilgili bildiğim her şeyi size tek tek anlatacağım. | Open Subtitles | سأخبرك بكل شيءٍ أعرفه حيال كل عضو من ذلك الطاقم. |
| Açmadan sana içindeki her şeyi sayabilirim. | Open Subtitles | حسنٌ، أستطيع أن أخبرك بكل شيءٍ يوجد فيها .بدون أن تفتحها |
| Gelip her şeyi anlattı bugün. | Open Subtitles | لقد أخبرني جون بكل شيءٍ اليوم. |
| İnan bana, bilmemiz gereken her şeyi anlatacak. | Open Subtitles | وأعدك بأنه سيخبر بكل شيءٍ نحتاج لمعرفته |
| Bana yardım edersen, istediğin her şeyi yaparım. | Open Subtitles | ساعدني وسأقوم بكل شيءٍ ترغب فيه. |
| Tetikçiyle ilgili bildiğin her şeyi bana anlatmalısın. | Open Subtitles | عليك إخباري بكل شيءٍ تعرفه عن القاتل |
| İzin verirsen, şimdi her şeyi anlatacağım. | Open Subtitles | إذا لم تمانع، سأخبرك بكل شيءٍ الآن |
| Bana Kale Ingram hakkında bildiğin her şeyi anlatmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تخبريني بكل شيءٍ تعرفيه.. |
| - her şeyi yanlış yapmışsın. | Open Subtitles | لقد قمتَ بكل شيءٍ بشكل خاطئ، مع ذلك |
| İstediğin her şeyi yaptım. | Open Subtitles | مهلاً ،، لقد قمتُ بكل شيءٍ طلبتهُ |
| İnandığı her şeyi senin için feda etmiş. | Open Subtitles | لقد ضحت بكل شيءٍ إعتقدته من أجل |
| Benim için her şeyi riske attığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنكِ خاطرتِ بكل شيءٍ من أجلي |
| Olan her şeyi biliyorum. | Open Subtitles | إنني على علمٍ بكل شيءٍ حصل هنا |