| Sizde şöyle güzel bir bardak bira yoktur, değil mi, Poirot? | Open Subtitles | لا أعتقد أنك حظيت بكوب جيد من البيرة أليس كذلك ؟ |
| Muhtemelen bir bardak su veya bana bakmak için inmiştin. | Open Subtitles | لابد أنكِ كنت ترغبين بكوب من الماء، أو تبحثين عنّي |
| - Aynı zamanda bir bardak kahvenin tadını çıkaramayacak kadar paranoyak. | Open Subtitles | مرتاباً فعلاً بحيث لا يستطيع أن يستمتع بكوب بسيط من القهوة |
| Fikre bakın, güzel bir fincan çaya ne dersiniz, rahatsız olmayın. | Open Subtitles | اها ، هذه فكرة يا آنسه مارأيك بكوب شاي لذيذ صغير |
| Bu çok da kötü değil. Yani, 24 yıl boyunca bile, arama motorunuzu açarsınız ve orada bir sinyalin haberini görürsünüz, ya da bir fincan kahve alırsınız. | TED | اذا، هذا ليس رهاناً سيئاً، اعني في الـ24 سنة سوف تنظر في الاخبار و سوف تجد خبراً عن اشارة من الفضاء او سوف تحظى بكوب من القهوة. |
| İçinde limon dilimi olan bir bardak ılık su alabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي بكوب ماء دافئ بعصرة من الليمون؟ |
| Bir bardak kafeinsiz kahvenin tadını çıkarmak için bundan vazgeçmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريديني أن أتخلى عن هذا لأجل أن أتمتع بكوب عديم الكافيين؟ |
| Bu da benim aklıma tertemiz bir bardak suyu getirdi. | TED | وبعدها جعلني افكر بكوب من الماء والذي هو واضح |
| Son 40 yıl boyunca, SETI'nin bir bütün içindeki tüm çabaları tüm okyanusları, tek bir bardak okyanus suyuyla incelemeye benziyor. | TED | فكل جهود البحث المتضافرة ، خلال آخر 40 سنة ، تكافيء غرفةً بكوب ماء زجاجي من المحيط. |
| İçeri gel Williams. Erkencisin. Bir bardak daha getir, olur mu? | Open Subtitles | وليامز, ادخل, لقد حضرت مبكرا هل لنا بكوب آخر ؟ |
| Ben belki de şöyle düşünürdüm, bir bardak şeri... güzel bir amontillado... | Open Subtitles | كنت سأفكر بكوب من التوب أو " ليمونادة " جميلة أكثر ملائمة |
| Sana atölyeyi göstereyim. Birer bardak çay içeriz. | Open Subtitles | دعنى أريك ورشتى سآتيك بكوب ممتاز من الشاى |
| Bana bir bardak su verir misin? | Open Subtitles | ،لطفا ً منك .. أمن الممكن أن تحضر لى بكوب من الماء ؟ |
| Orası bir fincan çok sıcak süt ve bir tutam kafeinli kahveyi gizlice alabileceğim bir yerdi. | TED | كانت مكانا أستطيع أن أتلذذ فيه بكوب قهوة، والتي كانت حقيقة حليبا ساخنا مع قليل من الكافيين. |
| Aslında yemek başında edilecek sohbetlerden değil. Evet, yumurtanla birlikte bir fincan çay ister misin? | Open Subtitles | إنه ليس حديث طاولة جيد و الآن هل ترغبين بكوب من الشاي مع البيض ؟ |
| Lütfen oturun. Neden bir fincan yatıştırıcı yasemin çayı içmiyorsunuz ki? | Open Subtitles | رجاء إجلس, لما لا تستمتع بكوب من شاي الياسمين المهدئ؟ |
| Eski, taştan şöminenin önüne kurulup bir fincan kakao keyfi yapmaya ne dersiniz? | Open Subtitles | به مكان لمدفأة حجرية و تستمتع بكوب من الكوكو |
| Albay, birer fincan çay alabilir miyiz? | Open Subtitles | كولونيل , هل لنا بكوب من الشاى |
| Bir kadeh birayla başlamaya ne dersiniz? | Open Subtitles | ربما يمكننا أن نبدأ بكوب من البيرة؟ |
| Çay fincanıyla öldürmek. | Open Subtitles | .. الموت بكوب شاى |
| Sizi çay fincanımla öldüreceğim. | Open Subtitles | سوف أقتلك بكوب الشاى ، الخاص بى |
| Küçük boy bir latte alacak. Köpüksüz, ekstra çekilmiş... | Open Subtitles | هل لي بكوب من القهوة مع حليب الصويا دون رغوة مع جرعة إضافية؟ |
| Eğer bu bir kaç yıl önce olmuş olsaydı, onun yüzüne bir martini fırlatırdın ve işi orada bitirirdin. | Open Subtitles | لو أنّ هذا قبل سنوات قليلة لكنت رميتها بكوب "مارتيني" |
| Papa Clement'in bir bardak zehirli sıcak çikolatayla öldürüldüğü hep söylenir. | Open Subtitles | أتعرف، أشيع على نحو واسع أن البابا (كليمنت) الرابع عشر قتل بكوب من الشوكولاته المُسمَّمة |