| ABD'ye yöneltilen her saldırı için ülkemi ve insanlarımı suçlamayı keserseniz memnun olurum. | Open Subtitles | اتمنى ان لا تستخدم من استعمال اسم بلادى وشعبي كمصدر لكل تهديد على الولايات المتحدة |
| Lanet olası ülkemi korumak için yaptıklarımın karşılığı bu mu? | Open Subtitles | أهذا ما أحصل عليه مقابل أنقاذ بلادى اللعينه |
| Özür dilemeliyim. Acil çağrı aldım. ülkemde bir karışıklık çıkmış. | Open Subtitles | لابد أن أعتذر , كانت مكالمة مستعجلة ثورة فى بلادى |
| Bu bomba patlarsa Sayın Başkan, ve bunu durdurmak için elimizden geleni yaptığımıza inanmazsanız, bu ülkemde büyük yankı bulacaktır. | Open Subtitles | اذا انفجرت هذه القنبلة سيدي الرئيس وانت لا تؤمن اننا نفعل ما بوسعنا لايقافها ايضا ستكون النتائج ثقيلة على بلادى |
| Ülkem için büyük değer taşıyorsun müsaade et de ülkemin çıkarları için kendim karar vereyim. | Open Subtitles | يجب ان اُذكّرك بأنك ذو فائدة عظيمة لبلدى وحفاظا على سلامتك, يجب ان تسمح لى بأن أحمى مصالح بلادى بطريقتى الخاصة |
| Kısa süre öncesine kadar. Duruma Ülkem açısından bakmalısınız. | Open Subtitles | حتى مؤخراً،يمكنك أن تعرفى إنه كان مازال ضمن سياق بلادى |
| Halkıma, yeni ülkeme sağ salim geldiğimi söyleyin. | Open Subtitles | إخبر شعبى أننى حضرت فى أمان إلى بلادى الجديده |
| Sizin de geçen gün Brooklyn'de köprüyü geçerken gördüğünüz gibi ülkemdeki teröristler sınır tanımıyorlar. | Open Subtitles | فالذى رأيته اليوم بعد ظهر اليوم فى بروكلين يجب أن يخجل منه الإرهابيين القادمين من بلادى |
| Her ne bulunduysa benden gizleniyor, ülkemi suçlayan bir şey olsa gerek. | Open Subtitles | بغض النظر عما وجدتم فان حجبكم لي يدين بلادى |
| Bu gibi düşmanlara karşı ülkemi nasıl savunurum? | Open Subtitles | لقد حضرت لأحاول أن أحمى بلادى من الأعداء الذين هم على نفس الشاكله |
| ülkemi seviyorum ama ne yaptığı canavarlıklara ne de o kazanırsa olacaklara göz yumacak kadar duyarsızım. | Open Subtitles | انا احب بلادى, ولكنى لست اعمى مقارنه بما قامت به من جرائم ولكنى لست مرتاحا مع فكره ما الذى سيحدث اذا فازت |
| Madem o kadar ortak noktamız var bu işi ülkemi sevdiğim ve ona hizmet etmek istediğim için yaptığımı biliyorsun. | Open Subtitles | إذا كنت أنا وأنتى متشابهين إذًا أنتى تعرفى أننى هنا لأننى أحب بلادى وأريد خدمتها |
| O mu burada, şimdi, benim ülkemde, gözdağı veriyor? Bu benim ilgilendirir işte. | Open Subtitles | أليس هو الشخص هنا الآن فى بلادى يقوم بتهديدات إذن فهذا هو عملى |
| Aslında bu egzotik yemek ülkemde sadece özel durumlarda yenir. | Open Subtitles | فى الحقيقة ، لا يُؤكل هذا الطعام الغريب فى بلادى |
| Benim ülkemde de, konuya doğrudan girme alışkanlığı vardır. | Open Subtitles | أريد أن أقول أننا فى بلادى نتجه سريعا أيضا إلى لب الموضوع |
| Biliyorsunuz, Profesör, buraya benim ülkemde parayı idare edenlerin yeni bir kavramı anlayamadıkları için geldim. | Open Subtitles | اتعلم يا بروفيسير, لقد حضرت الى هنا, لأن الناس الذين يُخصّصون المال فى بلادى, لم يكونوا بالذكاء الكافى لكى يتابعوا المفهوم الأصلى لعملى . |
| Ülkem sizinkilerin Ali'nin dairesini basmasına izin verdi, benim bu soruşturmaya dahil olmam şartıyla. | Open Subtitles | بلادى سمحت لاعوانك بمهاجمة شقة علي بشرط اشتراكى معكم بالتحقيق |
| Ölmektense Ülkem için öldürmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | لكننى أفضل أن أقتا من أجل بلادى لا أن أُقتل |
| Ülkem sınırlarında 3 nükleer bomba daha var. | Open Subtitles | لدينا 3 أسلحة نووية أخرى .موجودة فى بلادى |
| ülkeme hizmet için orduya katıldım.... kahrolası Şirket projelerini... korurken ölmek için, değil.... | Open Subtitles | لقد سجلت لخدمة بلادى وليس لخدمة مؤسسة علمية ملعونة |
| Benim ülkemdeki rahip. | Open Subtitles | . الكاهن فى بلادى |