| İsimsiz ihbar ve ardından bir vekilin kızkardeşi fahişelikten tutuklanıyor. | Open Subtitles | بلاغ من مجهول ويقبض على شقيقة نائبة بتهمة المتاجرة بالجنس |
| Karakola gider misin diye sormamı istemişti. Herhangi bir ihbar gelmesine karşın. | Open Subtitles | أراد أن يطلب منك الذهاب لمركز الشُرطة، في حال ورد أيّ بلاغ. |
| Pekâlâ, 1960. 9 Kasım'da bir silahlı gasp olayı rapor edilmiş. | Open Subtitles | حسنٌ، عام 1960، جاء بلاغ عن هجوم في التاسع من نوفمبر. |
| Bunu rapor etsem iyi olur. Bu iş başa bela olacak. | Open Subtitles | سأقدم بلاغ بما حدث و سيدفع هذا الشيطان الثمن |
| Adı Rebecca Moore ve şunu dinleyin, hakkında kayıp ihbarı yapılmış. | Open Subtitles | اسمها ريبيكا مور و اسمعوا هذا تم تقديم بلاغ انها مفقودة |
| Yanlış alarm yüzünden buraya gelmiş olmamın hiç önemi yok. | Open Subtitles | على أي حال لا أمانع إرسالي على بلاغ خاطئ |
| Başka kimse zarar görmediği için de, sadece kayıp şahıs raporu doldurduk. | Open Subtitles | منذ أن لم يحضر أحد، ذهبنا مباشرة وقدمنا بلاغ عن شخص مفقود |
| Majesteleri, haber vermeden aniden beni ziyaret etmenizin sebebi ne acaba? | Open Subtitles | أيُها الملك , كيف لك أن تزورني فجأة هكذا و مِن دون أي بلاغ |
| Bu sabah, kimliği belirsiz bir ihbar üzerine Yüzbaşı Harris ve ben odalardan birini aradık. | Open Subtitles | هذا الصباحِ، بالعمل علي بلاغ مجهول النّقيب هاريس وأنا شخصياً فتّشَنا أحد مكاتبِكَ. |
| FBI'a günde onbin tane böyle ihbar geliyor. Güvende olduğundan emin oldukları şeyler için endişe etmezler. | Open Subtitles | إف بي آي يستقبلون 10.000 بلاغ في الأسبوع |
| - Birkaç gün önce, birinin Bağımsızlık Bildirgesini çalacağına dair bir ihbar aldık. | Open Subtitles | حصلنا على بلاغ قبل أيام قليلة أن شخص سيحاول سرقت إعلان الإستقلال |
| Rahatsızlık için özür dilerim, ama yüksek ses müzik ve... strip-da-diddliy-tizci hakkında bir ihbar aldık. | Open Subtitles | آسف على المضايقة لكن لدينا بلاغ مجهول عن موسيقى صاخبة ورقص تعري |
| Karayolları polisini aradım hanımefendi. Ama yollarda hiç bir kaza rapor edilmemiş. | Open Subtitles | تفقدت دوريات الطريق السريع لا يوجد بلاغ حادثة على الطرقات |
| rapor hazırlayacağım, 24 saat geçsin... | Open Subtitles | سأعمل تقرير و بلاغ عنها لكن يجب ان يكون مضى على اختفائها 24 ساعة |
| üyeler öldürüldükten sonra hükümetin maden hakkında hiç rapor almadı mı ? | Open Subtitles | لكن هل ذلك النينجا يعرف أن الحكومة لم تستلم بلاغ عن المنجم، حتى بعد القتل؟ |
| -Ama bir cinayet ihbarı aldık. | Open Subtitles | ولكن لدي بلاغ عن جريمة قتل هنا جريمة قتل هنا؟ |
| Polislerin, alarm takip sinyaline bu kadar çabuk cevap verdiklerini görmemiştim | Open Subtitles | لم أرى شرطه تستقبل بلاغ بسرعه لتتبع اشاره انذار |
| Kamu malına zarar raporu yazıyordum, 2-6-1'den telsiz gelinceye kadar. | Open Subtitles | تلقيت بلاغ عن عمليه تخريب وعندما جاء النداء الي اللاسلكي |
| Psikiyatriye haber verdim, üç polisle konuştum ve kaza raporu doldurdum. | Open Subtitles | إذاً .. لقد أبلغت القسم النفسي وتحدثت لثلاثة من الشرطة وملأت بلاغ حادثة |
| Uzaklaştırma emri hakkında sana soru sormamın amacı iddia makamını şaşırtmaktı. | Open Subtitles | سألتك فقط عن بلاغ عدم التعرض لإلقاء الإدعاء من خارج خطتي |
| İnternet'te arama bülteni çıkartmak istiyorum. Bu şekilde mıhlayabiliriz. | Open Subtitles | أودّ تعميم بلاغ عنه، نلقي شباكنا ونرى إن كنّا سنصطاده |
| Bir çağrı aldık ve şu an olay yerindeyiz ama yangın yok. | Open Subtitles | لقد وصلنا بلاغ فاتجهنا إلى الموقع على الفور، لكن لا وجود لأيّ نيران هنا |
| şikayet dilekçesi vermek istemiştim. - Peki, mahçup olunacak ne var? | Open Subtitles | .أرغب في تقديم بلاغ رسمي وما المحرج في ذلك؟ |
| Saraya izinsiz girdikleri raporunu aldıktan sonra onları tutuklayıp buraya getirdim. | Open Subtitles | وتلقينا بلاغ من احدهم انهم يتعدون على المنطقة المحظور زيارتها فى القصر بالتالى ذهبنا والقينا القبض عليهم |
| Geçen gece, mahallenizde elektrik kesintisi olduğu bildirildi. | Open Subtitles | كان هناك بلاغ بقطع التيار في منطقتك ليلة أمس |
| Hayır, bu FBI'a tüyo vermek olur. Ve bunun olmasını istemiyoruz. | Open Subtitles | كلاّ، هذا من المرّجح بلاغ للمباحث الفيدراليّة، ولا نريد ذلك |
| Sizi oraya yanlış bilgi ve yetersiz destekle gönderdim. | Open Subtitles | أرسلتكم بناءً على بلاغ خاطئ ودون دعم ملائم |
| Ormanda çocukların içki içtiği ihbarını aldım. | Open Subtitles | لقد لقد كنت احقق هناك بلاغ عن طفل يشرب هنا بالغابات |