| Bu çerezler sınırlı sayıda ve Çay Köyü'nde bile nadir bulunuyorlar. onlar meşhur siyah çaylı, domuz eti çeşnili cipsler. | Open Subtitles | ولكن هذه الوجبات محدودة ونادرة في مدينة الشاي فهم مشهورون بالشاي الأسود,ورقائق البطاطا بلحم الخنزير |
| Evet, şu domuz eti ve makarnadan istiyorum. | Open Subtitles | أجل، مكرونة وقليل من الرز بلحم الخنزير، قطع من اللحم |
| Sonra biftekleri at etiyle değiştirttim. | Open Subtitles | لذا، كان عليّ استبدال لحم البقر بلحم الحصان. |
| Birinci sınıf sığır etiyle başlıyoruz. | Open Subtitles | نبدأ بلحم من الدرجة الأولى ونطعمها إلى البقرات الأخريات |
| Küçük bir parça, Amca. En sevdiğin şey. Koyun Etli turta. | Open Subtitles | مجرد قضمة صغيرة أنها ما تحب فطيرة لحم محشوة بلحم الظأن |
| -Noel arifesi akşamı için balla pişirilmiş jambon almaya gitti. | Open Subtitles | لقد ذهبت لتأتي بلحم مطبوخ بالعسل لعشاء ليلة عيد الميلاد المجيد |
| Daha sana domuz etinden bahsetmedim bile. | Open Subtitles | ـ ولا تجعلني أبدأ بلحم الخنزير |
| Tavuklu şehriye mi olsun, bezelyeli mi olsun yoksa pastırmalı mı olsun? | Open Subtitles | يجب أن يكون معكرونة دجاج أو فاصولية بلحم الخنزير؟ |
| Tamamen hakiki eti alıp Krusty kalitesine gelene kadar canına okuyoruz. | Open Subtitles | نبدأ بلحم أصلي فاخر ونقم بمعالجته حتى يصبح جيد بما فيه الكفاية لكرستي |
| Ünlü koyun eti burgerden yedirmeye. | Open Subtitles | لتأكلي برغر بلحم الضأن المشهورة به المدينة |
| dinozor eti ne olacak? | Open Subtitles | .. سيدبيروس. ماذا يجب أن أعمل بلحم الديناصور؟ |
| Bir defasında Gorman Kardeşlerin Las Cruces'te domuz eti işi vardı. | Open Subtitles | ذات حين، الأخوان جورمان كان لديهم اهتمام بلحم الخنزير في لاس كروسيس |
| Dediklerine göre İrlandalılar ablukaya tayın ve domuz eti tedarik ediyor. | Open Subtitles | الآن، يقولون أن الأيرلنديون يمدون الحصار بلحم الخنزير |
| Kedi eti fare gibiymiş diyorlar. | Open Subtitles | يقولون أن لحم القطط شبيه بلحم الارانب |
| Dahası, içi domuz etiyle dolu. | Open Subtitles | أنهُ مخلل الملفوف. محشية بالكامل بلحم الخنزير. |
| Akşamki dana etiyle soğuk makarnaya ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك بلحم عجل المتبقي وبعض الباستا الباردة؟ |
| Yaparken sığır etiyle birlikte kloru ağzıma geğirmişti. | Open Subtitles | تجشأت رئة مليئة بلحم البقر المقدد والكلوز |
| Seni her yeni doğacak bebeğin etiyle besleyeceğim. | Open Subtitles | انا ساغذيك بلحم كل طفل مولود جديد |
| Bir kafatasını, hindi etiyle kapladık. | Open Subtitles | لقد غطينا هذه الجمجمة بلحم الديك الرومي |
| Etli güveç diye başlandı ama artık muhtemelen ayakkabıya dönmüştür. | Open Subtitles | لقد بدأ بلحم مطبوخ ولكن الآن هو على الأرجح حذاء |
| Üzerinde jambon ve ananas olan yeni bir tane daha istedik. | Open Subtitles | نريد واحدة جديدة بلحم الخنزير والأناناس. |
| Bir gün ben sana Biryani'nin koyun etinden yedireceğim. | Open Subtitles | -يوما ما سأطعمك برياني بلحم الضأن الذي اعده بيدي في المنزل |
| İşte diğer Kanada domuz pastırmalı. | Open Subtitles | ،هذه بيتزا أخرى بلحم الخنزير الكندي تفضلي عزيزتي |
| doldurulmuş mantarlar, domuz pastırması sarılı tütsülenmiş etler, tavuk kebaplar, ve domuz salamı. | Open Subtitles | حشوتها بالمشروم ملفوفة بلحم الخنزير المدخن الدجاج بالطرقة الماليزية ، و الآناناس |