| Geceleri, Danny kendi diliyle onların falına bakıyordu ben de çeviriyordum. | Open Subtitles | فى الليل ، أخبرهم ثرواتهم بلسانه وأنا ترجمت |
| Ve kadınla. Bilmiyorum.. Antonio diliyle yapabiliyor. | Open Subtitles | لا اعرف ، اقصد انطونيو يفعل هذه الاشياء بلسانه.. |
| Ah, dışında onun diliyle garip küçük şey yaptığında. | Open Subtitles | أوه ، عدا هذا الشيء الغريب الذي يفعله بلسانه |
| Bir papaz dili olmasa bile konuşabilir. | Open Subtitles | يمكن إجبار الكاهن على التحدّث بلسانه أو بدونه |
| Sandalyedeki arkadaşımı gördün mü? dilini boynuna doladılar. | Open Subtitles | ألم ترى الزميل ، هناك في ذلك الكرسي سحب بلسانه خلال رقبته ؟ |
| Çapraz gaga, sıra dışı gagasıyla kat-kat kabukları ayırarak, diliyle içerdeki tohumları çıkarabilir. | Open Subtitles | انه منقار طائر الكروسبل الإستثنائي يُمْكِنُ أَنْ يستعمل منقاره ليَفْتحَ المخاريط، ثم ينتزع البذور بلسانه. |
| Hani, abisiyle takılmayı, çizgi film izlemeyi ve diliyle bir şeylere dokunmayı seven adamları bilir misiniz? | Open Subtitles | هل تعرفون ذلك الشخص الذي يحب التجول مع إخيه, يشهاد الكارتون ويحب لمس الأشياء بلسانه |
| diliyle dişinin kokusunu alıyor ve sadece dişi olduğunu değil aynı zamanda cinsel açıdan müsait olduğunu da öğreniyor. | Open Subtitles | وهو يشـم رائحتها بلسانه ويكتشف إنها ليست فقط أنثى لكنها المتوفره حالياً |
| Frigolayı diliyle almaya çalışan herkesin başına gelir, doğru. | Open Subtitles | من أي شخص الذي يحاول الحصول على المثلجات بلسانه |
| En son parlak fikri, diliyle frigolayı almaktı. | Open Subtitles | آخر فكرة ذكية كانت عنده أن يلتقط المثلجات بلسانه |
| Ya da belki diliyle yaptığı o şey yüzündendir. | Open Subtitles | ♪ أو ربما السبب هو ذلك الشيء الذي يفعله بلسانه |
| Yani şeytani diliyle organlarını mı emiyor? | Open Subtitles | .لذا يمكنه هناك سحب الاعضاء بلسانه الشيطاني ؟ |
| Bir yöneticiye, tuvaletin yerlerini diliyle temizletmişlerdi. | Open Subtitles | أحد المسئولين أُجبر على تنظيف أرضيّة الحمام بلسانه. |
| Ve diliyle de şu şeyi yapıyor... | Open Subtitles | خصوصاً عندما يقومُ بعملِ ...تلك الحركات بلسانه لي التي |
| Herhalde yazıları diliyle yazmıyordu. | Open Subtitles | أفترض بأنه لم يكتب بلسانه |
| diliyle ayakkabı bağlayabiliyor. | Open Subtitles | بامكانه ان يربط حذائه بلسانه. |
| diliyle Marie'yi susturmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لقد ضبطها خارجا بلسانه |
| O şeyi diliyle yapıyordu değil mi? | Open Subtitles | بالشيئ الذي يملكه بلسانه ؟ |
| Kim benim ismimi kullanıp yalan söylerse, o yalancı dili onu boğacak. | Open Subtitles | من يحلف كذباً باسمي ليختنق بلسانه الكاذب |
| Uykudayken alevli dili sallanan bir ejderha | Open Subtitles | "والأفراح الصغيرة تصبح أسخف كل يوم" "عندما أكون نائماً، تنين بلسانه الناري" |
| Acemi bir öğrenciyle konser salonunun üst balkonunda biraz sakardı ama dilini çok iyi kullanıyordu. | Open Subtitles | او مع زميل دراسه يمص لى ويكون جيد بلسانه |
| Neyse ki hançerim yanımdaydı ve dilini boynuma dolayamadan ben onun boynunu kestim. | Open Subtitles | لحسن حظي كان لدي خنجر وتمكنت من قطع رقبته. قبل أن يحكم الخناق على رقبتي بلسانه. |