| Yüzüne bir yumruk geçirdim ve hemen orada dövüşmeye başladık. | TED | وقمت بلكمه مباشرة على وجهه و حينها بدأنا العراك. |
| Yanlış yapıyorsun. Tek yapman gereken bir yumruk atmak. | Open Subtitles | أنت مخطىء كلياً،ياصاح كلّ ما عليك فعله هو أن تقوم بلكمه لكمة واحدة أسفل الذقن |
| Herifin suratına altı kez yumruk attıktan sonra yatmışsındır dedim. | Open Subtitles | توّقعت ذلك بعد أن قمتِ بلكمه في وجهه 6 مرات .. |
| Bir yumrukla nasıl bu kadar hasara yol açtı? | Open Subtitles | كيف استطاع أن يسبب كل هذا الضرر بلكمه واحده؟ |
| Kavgaya gireceksen, bir yumrukla devirmelisin. İşte kavga budur. | Open Subtitles | تدخل في عراك,تقوم بلكمه هذا هو القتال |
| Üstüne eğilip yumruklamaya başladı. | Open Subtitles | ثم قام بالإنحناء وبدأ بلكمه |
| Çünkü birisi ona yumruk attı. | Open Subtitles | لأن أحدهم قام بلكمه بين العينين |
| Bayan Mercer'da Nick'e ya da sevgilisine yumruk atmış. | Open Subtitles | وبعد ذلك السيدة "ميرسر" قامت بلكمه أو لكمت صديقته |
| O da ne kelime. Umarım ona yumruk falan atar. | Open Subtitles | آمل أن تقوم بلكمه أو شيئ من هذا القبيل |
| Sakız çiğneyen olunca ona yumruk atasım geliyor. | Open Subtitles | عندما يمضغ أحدكم العلكة أرغب بلكمه |
| Arkadaşım Pepper okuldan bir çocuktan hoşlandığında suratına yumruk atmıştı. | Open Subtitles | عندما كانت صديقتي (بيبير) تحبُ ذاك الفتى بالمدرسة، قامت بلكمه على وجهه |
| Yere düşene kadar yüzünü yumrukla o zaman. | Open Subtitles | حسنا فقط قم بلكمه في رأسه حتى يسقط ارضا |
| yumrukla işte! | Open Subtitles | لا أعرف، أي شيء قم بلكمه |
| Sonra onu yumruklamaya ve dövmeye başladı. | Open Subtitles | ثم بدأ بلكمه و بضربه |