| Her kristal tünelin farklı bir bölümünü yapmak için tasarlanmıştır. | Open Subtitles | كل بلورة صممت لخلق قطاع مختلف من الأنفاق |
| Sadece acayip bir kristal vardı. Üzerinde çalışmalar yapıyoruz. | Open Subtitles | إنها فقط بلورة غريبة نحن ندرسها في المختبر |
| Tek yapmamız gereken kristali, akışkan bir matris içerisinde dağıtmak. | Open Subtitles | إذاً كل ما علينا فعله .تعليق بلورة في مصفوفة سائلة |
| Rikku'nun dediği gibi Bella'nın Ateş kristali olurdu. | TED | وستملك بيلا بلورة النار، كما يقول ريكو. |
| Ana kontrol kristalini çıkarırsanız, enerji dağılımını ayarlayan birşey kalmaz. | Open Subtitles | أذا أزلت بلورة التحكم الرئيسية لا شيء سينظم توزيع الطاقة |
| Sumi yalan söylediği için Rikku Su kristalini alamaz, sahip olabilecek tek kişi Jonah. | TED | ويما أن سومي كانت تكذب، فريكو لا يملك بلورة الماء والوحيد المتبقي الذي يمكن أن يمتلكها هو جونا. |
| Önemi yok.kristal olmadan, geçit kararlı bir solucan deliği kuramaz. | Open Subtitles | ذلك لا يهم بدون بلورة التحكم البوابة لن تستطيع تأسيس ثقب دودي مستقر |
| Bir kristal kürem olsaydı, bu durumun sonunun çok kötü olacağını tahmin ederdim. | Open Subtitles | إن كان لديّ بلورة سحرية، فأتوقع أن الموقف سيزداد حرجاً. |
| Babamın radyosu için bir kristal bu. Babamdan kalma bir yadigâr. | Open Subtitles | . إنها بلورة أشغّل بها المذياع قيل لي بأنها كانت تذكار من والدي |
| Onda bir kristal olması muhtemel ve bir kristalimiz daha olursa elimizdekini kuvvetlendirebiliriz. | Open Subtitles | الآن ، هناكَ إحتمالٌ جيد انها مازالت تملكُ واحدةً وإذا كانَ بإمكاننا إحضار بلورة اخرى عندها يمكننا تقوية التي نملكها |
| Bir yalancı olarak Sumi'nin Ateş veya Hava kristali olması gerekir. | TED | إذاً سومي -وباعتبارها كاذبةً- يجب أن تملك بلورة النار أو الهواء. |
| Bu dumanlı kuartz kristali. senin Yaşındayken bendede vardı. | Open Subtitles | انها بلورة كوارتز محترقة , لقد كانت لدي واحدة مثلها تماماً عندما كنت بعمرك |
| Efendim? Ana kontrol kristali çıkarıldı. DHD'yi bağlamaya hazırız. | Open Subtitles | سيدي بلورة التحكم الرئيسية أزيلت جاهزون لتوصيل دي اتش دي |
| kristali bilgisayara bağlamaya çalışıyordum.... | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أُحاولُ إزالة ..بلورة السيطرة. |
| Ana kontrol kristalini DHD'yi bağlamadan önce çıkarmalısınız. | Open Subtitles | تزيل بلورة السيطرة الأساسية قبل ربط الدي اتش دي |
| Olay şu ki, bunun işe yaraması için, sistemi yeniden başlatmalıyız, bu da kontrol kristalini sökmek demek. | Open Subtitles | هذه هي الفكرة , لجعله يعمل علينا إعادة النظام الذي يعني إزالة بلورة التحكم |
| Bir kristale bir futbol sahası. | Open Subtitles | بلورة واحدة مقابل ملعب كرة قدم |
| Tıpkı senin gibi ışıltıyla ve güzelliklerle dolu bir kristalin içine güvenle yerleştirildi. | Open Subtitles | جيناتك مخزنة بأمان ضمن بلورة التي هي مثلك مليئة بالضوء والجمال |
| Ve bu güzel mineral kristalleri de Snow Dragon arka kısımlarında bulundu. | TED | وهذه بلورة كوارتز جميلة كنّا قد وجدناها في كهف تنين الثّلج. |
| Kar Küresi gönderirim ben sana. | Open Subtitles | سأرسل لك بلورة ثلج. |
| Her şey aydan getirilen bir toprak numunesinden çıkan kristalle başladı. | Open Subtitles | الأمر بدأ مع بلورة وجدت في عينة تربة من القمر |
| İlk tespitlerimize göre buraya arkasına konan bir kristalden enerjisini alıyor. | Open Subtitles | تحقيقاتنا التمهيدية كشفت بأنه يشغل بواسطة بلورة توجد في الخلف ، هنا |
| Jor-El bir Krypton kristalinin içindeki karmaşık bir program. | Open Subtitles | (جور-إيل) مجرّد برمجة معقدة داخل بلورة كريبتونية... |
| Sonunda, diğer tümünden arındırılmış maddeyi içeren son kristalizasyon işlemine geldiler. | Open Subtitles | في الماضي، فإنها تصل في بلورة نهائية واحد يحتوي على نتائج مركزة من جميع الآخرين. |