| Şüpheli Pear Blossom Caddesi'nden kaçarken görüldü. | Open Subtitles | المشتبه به شوهد و هو يهرب شارع 400 من جادة بير بلوسوم |
| Dinle, Ben yeniden programı almak için Bayan Blossom'un yanına gidiyorum sonrada beraber kahve almaya gideriz tamam mı? | Open Subtitles | اسمع , سأذهب لأعيد الجدولة مع السيدة بلوسوم وبعدها , سوف نذهب لشرب القهوة موافق؟ |
| Bununla bayan Blossom'un ofisine yürümüyorum. | Open Subtitles | انا حتى لا أستطيع الذهاب إلى مكتب بلوسوم مع هذا |
| Blossom Dearie. Adını duymuş muydun? | Open Subtitles | -إنها " بلوسوم دياري " هل سمعتِ عنها من قبل ؟ |
| 2x04 - Old Cherry Blossom Road | Open Subtitles | * الحلقة الرابعة * * طريق "تشيري بلوسوم" القديم * |
| Bayan Blossom lütfen. Özür dilemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | سيدة بلوسوم , أرجوكي أنا احاول أن اعتذر |
| Bayan Blossom'u bulmaya. Bu tamamen berbat oldu. | Open Subtitles | لأجد السيدة بلوسوم هذا أمر حقير كلياً |
| Sadece sen bayan Blossom'a söylemiş olabilirsin. | Open Subtitles | انت فقط من استطاع أن يخبر السيدة بلوسوم |
| Ve hikayemiz Blossom ikizlerinin bu yaz ne yaptığıyla başlıyor, sanırım. | Open Subtitles | وقصتنا تبدأ، علي ما أعتقد بما فعله توأم (بلوسوم) هذا الصيف |
| Jason'ı Blossom ailesi kendi mi öldürdü demiyor değilim bazen. | Open Subtitles | أتسائل لو كان آل (بلوسوم) هم من قتلوا (جايسون) بأنفسهم |
| Bu hikaye bir zamanlar erdemli ve masum olan bir kasabanın 4 Temmuz günü Jason Blossom'ın gizemli ölümüyle değişmesini anlatıyor. | Open Subtitles | القصة تدور حول مدينة كانت بريئة من قبل الآن تغيّرت للأبد بعد الجريمة الغامضة لمقتل (جيسون بلوسوم) في الـ4 من يوليو |
| Bu hikaye bir zamanlar erdemli ve masum olan bir kasabanın 4 Temmuz günü Jason Blossom'ın gizemli ölümüyle değişmesini anlatıyor. | Open Subtitles | القصة تدور حول مدينة كانت بريئة من قبل الآن تغيّرت للأبد بعد الجريمة الغامضة لمقتل (جيسون بلوسوم) في الـ4 من يوليو |
| Jason Blossom'un kaybolduğu sabah Sweetwater Nehrinde olduğunu ve Archie'nin de orada olduğunu onların orada beraber olduklarını bilmiyor." | Open Subtitles | كانت عند نهر "سويتوتر" صباح إختفاء (جايسون بلوسوم) وفي ذلك الوقت، (أرشي) كان هناك أيضًا قد يكونا هناك معًا |
| Ve duvarlarında bazı gotik kahramanlar gibi sıkışan Cheryl Blossom'du. | Open Subtitles | و مُحاصرة داخل جدرانه مثل بطلة قوطية، كانت (شيريل بلوسوم) |
| Hikayemiz, bir zamanlar haysiyetli ve masum şimdilerdeyse, 4 temmuzda Jason Blossom'ın gizemli ölümüyle tamamen değişen bir kasaba hakkında. | Open Subtitles | هذة القصة تدور حول مدينة كانت طاهرة وخالية من السوء الآن تغيرت إلي الأبد بسبب الوفاة الغامضة لـ (جاسون بلوسوم) |
| Çok komik programdır. - Blossom, pazartesi günleri. | Open Subtitles | أبي الأساسي"، "بلوسوم"..."، برنامج مضحك للغاية |
| Blossom'a ne uyar? | Open Subtitles | ما القافية التي سأستخدمها مع ( بلوسوم ) ؟ |
| Budding Blossom adlı dükkanın ortaklarıymış. | Open Subtitles | شريكان في مستودع يسمى "بادينغ بلوسوم" |
| Çok ciddiyim Blossom'ın oyuncularından daha çok yelek giyiyorsun. | Open Subtitles | أقصد , حقاً أنت ترتدي ستر صدرية أكثر من طاقم تمثيل (بلوسوم) |
| Hey, Bayan Blossom bekleyin. | Open Subtitles | ! مرحبا , سيدة بلوسوم على مهلك |