| Hayır, kalamazsın. | Open Subtitles | لا، بل لا يمكنكِ فلديكِ نادي لتُديرينه و زوج |
| Hayır, kesmezseniz öleceği için beynini kesmenizde bir sorun yok. | Open Subtitles | لا، بل لا مشكلة في فرم دماغه لأنّه سيموت إن لم تفعلوا |
| Hayır, bir klinik çalışmaya başlıyordun ve ben bu çalışmada yer almadığım için suçlu hissettin. | Open Subtitles | السريرية تجاربك بدأت لأنك بل لا, فيها أساعدك لن لأنني بالذنب وتشعر |
| Şube öyle meteliksiz ki, kahve filtresi almaya bile paramız yok. | Open Subtitles | ميزانيّة القسم محدودة جدّاً، بل لا يمكننا تحمّل تكاليف مرشحات القهوة |
| Bak, sonra desteye koy ve bana söyle. Hayır, bana söyleme. | Open Subtitles | انظر إليها ثم ضعها بين الأوراق، وأخبرني، بل لا تخبرني |
| Bak sonra desteye koy ve bana söyle. Hayır, bana söyleme. | Open Subtitles | انظر إليها ثم ضعها بين الأوراق، وأخبرني، بل لا تخبرني |
| Hayır, sevmezler. Severler mi? | Open Subtitles | لا , بل لا يحبونه , هل هم يحبون هذا الكلام ؟ |
| Hayır yapamam,üzgünüm,gitmeliyim | Open Subtitles | بل لا أستطيع، آسفة، علي الذهاب |
| Hayır, yapamam. Üzgünüm ama gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | بل لا أستطيع، آسفة، علي الذهاب |
| Hayır. Kendini dusunen insanları istemezler. | Open Subtitles | كلا، بل لا يريدون من يفكرون بأنفسهم |
| - Aslında Hayır, onun hiç bir önemi yok. | Open Subtitles | إطلاقاً يهم لا هذا بل لا, .. نعم |
| Hayır, Hayır, tam zamanı, Dr. Yetersiz sorunsuz bir bacağı kesmek üzere. | Open Subtitles | أن وشك على " كفؤاً ليس " د. لأن .. الآن بل لا, |
| Hayır, Hayır, ben yapacağım. | Open Subtitles | سأساعدكِ أنا بل لا, الرئيس مع لتوّي تحدثت " ستارك " د. |
| Hayır değil. Bu düzeltilemez! | Open Subtitles | أنه هذا ليس جيد بل لا يمكن إصلاحه |
| Hayır! Anlamıyorsun. Hiçbiriniz anlamıyor. | Open Subtitles | ،كلاّ، بل لا تفهمني لا أحد منكم يفهمني |
| Hayır içemem, içmem. Hâlâ kin tutuyoruz, öyle mi? | Open Subtitles | ليس "لا يمكنني"، بل لا أريد أما زلتِ تحملين حقدًا عليّ؟ |
| Tek sorun bir sevgilim olmaması değil, uygun ayakkabım bile yok. | Open Subtitles | والأمر ليس وكأني لا أملك رفيق بل لا أملك حذاء حتى |
| Bunu istesem de planlayamam, tasarlayamam, hatta test edemem bile. | TED | و لا يمكنني تصميم هذا، لا يمكنني التخطيط له، بل لا يمكنني تجريبه. |
| Canli (hayatta) olmak zorunda degilsiniz. Hatta tek bir hucre olmak zorunda bile degilsiniz. | TED | لا تحتاجون أن تكونوا أحياء. بل لا تحتاجون حتى لأن تكونوا خلية واحدة. |