| Polisi aramak ya da başkalarına ne olduğunu anlatmak yok. | Open Subtitles | لن تودّ إخبار الشرطة أو تطلع أيّ أحد بما جرى |
| Çok az Alman ne olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | وأعداد قليلة جدا من الألمان كان على علم بما جرى |
| Albay, ne olduğunu bilmiyoruz. Bu münferit bir kaza olabilir. | Open Subtitles | كولونيل,لسنا على علم بما جرى فربما يكون حادثا فرديا |
| Burada neler olduğunu anlatacak mısın, yoksa sizinkileri mi arayayım? | Open Subtitles | هل ستخبرنى بما جرى هنا؟ أم سأضطر للاتصال بوالديك؟ |
| Geldiklerinde neler olduğunu anlatabilmek isterdim. | Open Subtitles | لكن عندما يصلا هنا، أود أن أكون قادراً على إخبارهما بما جرى |
| O zaman gerçekte ne olduğunu neden bize sen anlatmıyorsun, leydim? | Open Subtitles | إذا لما لا تخبرنا بما جرى حقا ، آنســـتي |
| Seninle kendim konuşabilene kadar, bana ne olduğunu söylemeye korktular galiba. | Open Subtitles | أخالهم كانوا يخشون إخبارك بما جرى لي حتّى أتمكّن من محادثتك بنفسي |
| Gevezeliği bırakıp onlara ne olduğunu anlatır mısın? | Open Subtitles | ما رأيك أن تكفّ عن الثرثرة وتخبرنا بما جرى لهم فحسب؟ |
| Eveleyip geveleyeceğine onlara ne olduğunu anlatsana bize. | Open Subtitles | ما رأيك أن تكفّ عن الثرثرة وتخبرنا بما جرى لهم فحسب؟ |
| Kıza ne olduğunu anlat, yoksa seni bu kaşıkla öldürürüm. | Open Subtitles | نبّئني بما جرى لها، أو أقتلك بهذه الملعقة. |
| O gece tam olarak ne olduğunu bize anlatmalısınız. | Open Subtitles | يتحتم عليكِ اخبارنا بما جرى بالضبط بتلك الليلة. |
| Bu iş artık benim boyumu aşıyor, ne olduğunu anlatsam daha iyi olacak. | Open Subtitles | "وأنا مشوش التفكير حالياً, يستحسن أن أخبرهم بما جرى. |
| Gerçekte ne olduğunu anlatmazsam, beni ömür boyu içeriye tıkacaklar." dedi. | Open Subtitles | "لأنهم سيرسلوني للإصلاحية لباقي حياتي... "إن لم أخبرهم بما جرى فعلاً." |
| Madem artık daha iyisin anneni arayıp neler olduğunu anlatayım. | Open Subtitles | نعم,اتعرف ماذا؟ الان بما أنك بحالة افضل أظن انه يجب ان أتصل بامك و أخبرها بما جرى |
| Onu teselli etmeye çalıştım ama orada neler olduğunu bana anlatmadı. | Open Subtitles | لقد حاولت ان أهديء من روعها ولكن أبت إخباري بما جرى هناك |
| Hala neler olduğunu anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لا أزال أحاول تكوين صورة أوضح بما جرى فعلاً |
| Bize dün gece müzede tam olarak neler olduğunu anlatmazsanız size bir enjeksiyon daha yapmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | والآن ما لم تخبرني تحديدًا بما جرى في المتحف أمس، سنضطر إلى حقتك بجرعة أخرى. |
| Bu yüzden sakinleş ve ekip arkadaşlarına neler olduğunu anlat. | Open Subtitles | لذا أودّك أن تهدأ وتخبرنا بما جرى لفريقك. |
| Dexter, bu sabah olanlarla ilgili birşey mi yoksa? | Open Subtitles | (ديكستر)، ليس للأمر علاقة بما جرى صباح اليوم، صح؟ |
| Amy ormanda olanları anlattı. Yaptıklarınıza minnettarım. | Open Subtitles | أخبرتني (آيمي) بما جرى في الغابة وأقدّر ما فعلتموه |
| Biraz dinlen. Bana olanları anlat. | Open Subtitles | استريحي، وأخبريني بما جرى |
| Hackton Şatosuna geldiğimizde, Bayan Barry'yi olanlardan haberdar et. | Open Subtitles | حينما نصل لقلعة هاكتون أبلغ السيدة "باري" بما جرى |