| Elbette böyle basit bir kaçakçılık olayını bölümümüze getirmenin gereği yok. | Open Subtitles | لكن بالتأكيد، سيدي، ليست هناك حاجة لاحضارة لقسمِنا بمسألة تَهريب بسيطةِ نسبياً. |
| Metamfetamin laboratuarı olayını sana devretmiştim. | Open Subtitles | لقد كلفتكِ بمسألة معمل المخدرات الكيميائية |
| Biliyorum super ajan olayına taktığımı... ama biz aynı takımdayız... değil mi? | Open Subtitles | أقصد.. أني أغيظك بمسألة الجاسوس الخارق لكننا في الفريق نفسه؟ |
| Şu pencere olayı çözülene kadar gözetim altında tutuyor beni. | Open Subtitles | سيوقفوني عن المدرسة حتى ينتهي التحقيق بمسألة النافذة |
| Baba, mesele, ülkeyle ilgiliyse sözünden dönmenin ne zararı olabilir ki? | Open Subtitles | أبي عندما يتعلق الأمر بمسألة البلاد لا يمكنك التراجع بكلمتك ؟ |
| Ona istediği şeyi elde etmesinin an meselesi olduğunu söyle. | Open Subtitles | اخبرها فقط ان تهتم بمسألة الوقت اخبرها انها لديها الشىء الذى تبحث عنة |
| Şu "haklar" meselesini araştırdım. Haklısın. | Open Subtitles | بحثت بمسألة المنصب هذه و أنت على حق |
| Anlamıyor musun? Eğer yastık olayını kazanmana izin verseydim.. ...her şeyi değiştirmek isteyecektin. | Open Subtitles | اذا سمحتُ لكِ بالفوز بمسألة بالوسادة ، ستقومين بتغير كل شئ هنا |
| Yani bu online buluşma olayını pek yapmıyorsun? | Open Subtitles | إذاً أنتي لا تقومين بمسألة المواعدة على الإنترنت؟ |
| Justin, bu kelebek olayını düşünüyordum, ...ve aklıma harika bir fikir geldi. | Open Subtitles | (جستن)، كنتُ أبحث بمسألة الفراشات تلك وطلعت بفكرة مذهلة |
| Artık herkes şu umut olayına mı bağlandı? | Open Subtitles | هل بات الجميع يؤمنون بمسألة الأمل الآن؟ |
| Artık herkes şu umut olayına mı bağlandı? | Open Subtitles | هل بات الجميع يؤمنون بمسألة الأمل الآن؟ |
| Sen belli ki kendini oğlum Henry'nin olayına kaptırmışsın. | Open Subtitles | -حسناً . مِن الواضح أنّك متأثّرٌ بمسألة ابني (هنري). |
| Şanslıydım ki kurtuldum. Yani bu su olayı tamamen içgüdüseldi. | Open Subtitles | لقد صادفني الحظ ، أعني بمسألة المياه هذه أنا فقط ... |
| Bu sevgi olayı üzerine çok gidiyorsun. | Open Subtitles | إنك تقسو على نفسك بمسألة الحب هذه |
| Aslında buraya başka bir mesele için geldim. | Open Subtitles | بالواقع أنا هنا بمسألة أخرى أني ابحث عن عمل |
| Şu aranmak istemeyen insanlarla ilgili mesele aramızda kalacak. | Open Subtitles | إذن , بيني و بينك سوف نبقي بمسألة "قائمة الغير أتصال" بسرية تامة,موافق؟ |
| An meselesi olmayan bir şey söyle bana. | Open Subtitles | أخبريني عن شيئاً واحداً ليس متعلقاً بمسألة الوقت |
| Şu bebek meselesi dostum. Sanki bana acele ettiriyor. | Open Subtitles | اشعر أنها تستعجلني بمسألة الطفل |
| Miguel Prado ile ilgili bir şey. Ellen Wolf meselesini araştırmamı istemiştin. Orada mısın? | Open Subtitles | "له علاقة بمسألة (ميغيل برادو) و(إيلين ولف) التي جعلتني أبحث فيها، هل أنت موجودة؟" |
| Bu ışık meselesini halletsen bile devriye araçları ne olacak? | Open Subtitles | اسمع، حتّى لو نجحت بمسألة الأنوار هذه فماذا ستفعل بشأن دوريّات الـ(جيب)؟ |