| Savaş alanındaki düşmanını kovalar gibi adamı yakalayana kadar peşinden gittin! | Open Subtitles | لقد قام بمطاردته تماماً كما اعتاد أن يطارد الأعداء بالمعارك الحربية |
| Sizin gibi Karındeşen'in peşinden koşmaya can atanlar oldukça Müfettiş, o adam birbirimizle atışmamızı izlemeye devam edecek. | Open Subtitles | السفاح كان سيجعلنا نقف بإهتمام و أن نجلب رجالا,رجالا مثلك حضرة المفتش,و تطالبون بإضافة أسمائكم إلى من قاموا بمطاردته |
| Herif karıma saldırdı, ben de kovaladım bu, onu öldürdüğüm anlamına gelmez. | Open Subtitles | لقد حاول أن يسرق زوجتي فقمت بمطاردته ولكن هذا لا يعني بأنني قتلته |
| Bina içine dek kovaladım. | Open Subtitles | لذا قمت بمطاردته داخل المبنى |
| Sabah peşine düşeceğiz ama bunu birlikte yapacağız. | Open Subtitles | سنقوم بمطاردته في الصباح وسنفعل هذا معاً |
| Sadece John Abruzzi ve David Apolskis'i değil, aynı zamanda görevlendirildiği son davada Oscar Shales adındaki adamı da öldürmüştür." | Open Subtitles | لم يقتل فحسب (جون ابروتزي) و (ديفيد أبولسكيز) لكنه قتل أيضاً آخر هارب كُلّف بمطاردته: رجل يدعى : |
| - Onu kovaladın mı? | Open Subtitles | هل قمت بمطاردته ؟ |
| -Kedinin peşinden giderler. -Uzun süre beklememiz gerekebilir. | Open Subtitles | ـ وسيقومون بمطاردته ـ سيكون علينا الإنتظار لوقت طويل جداً |
| Hayalet orkide gerçekten bir hayaletse insanların yıllarca, peşinden gitmesini millerce yol kat etmesini sağlayan büyülü bir şey olmalı. | Open Subtitles | ماذا لو كانت أزهار الأوركيد الشبح ... شبحاً حقيقياً ... لكانت شبحاً خلاباً يغوي الناس بمطاردته ... سنة بعد سنة ... |
| Herkes onun peşinden gitmeyi seçmez. | Open Subtitles | "ولكن لايقوم جميعهم بأتخاذ القرار بمطاردته ." |
| Durana kadar peşinden koşardık. | Open Subtitles | وبعدها ثلاثتنا نقوم بمطاردته حتى يتوقف |
| Kesinlikle peşinden koşmayacağım. | Open Subtitles | حسنًا, أنا لن أقوم بمطاردته بالتأكيد. |
| peşinden gittim daha fazla ilerleyemeyecek hale geldiğinde, ayağımla üstüne bastım. | Open Subtitles | قمت بمطاردته... عرفت أنه لن يمكنه التقدم أكثر، فثبته بقدمي |
| - Çünkü onu kovaladım. | Open Subtitles | -لأني قمت بمطاردته |
| Eğer bununla bana bir yıl önce gelseydin onun peşine düşerdim. | Open Subtitles | ، لو أنّك أحضرت لي هذه منذ عامٍ مضى لكنتُ قمتُ بمطاردته إلى أن قبضتُ عليه |
| Onun peşine düşmekle işleri bozabileceğimi biliyordun... - O halde niye yaptın? | Open Subtitles | علمت أنّي بمطاردته سأعرقل فلمَ فعلت ذلك ؟ |
| Sadece John Abruzzi ve David Apolskis'i değil, aynı zamanda görevlendirildiği son davada Oscar Shales adındaki adamı da öldürmüştür." | Open Subtitles | لم يقتل فحسب (جون ابروتزي) و (ديفيد أبولسكيز) لكنه قتل أيضاً آخر هارب كُلّف بمطاردته: رجل يدعى : |