| ofisinde duran şu çerçeveli mektup. | Open Subtitles | حسناً، تلك الرسالة التي وضعتها في إطار بمكتبك. |
| ofisinde oturuyorduk, ben senin kanependeydim. Aynen böyle. | Open Subtitles | لقد كنت جالسة بمكتبك, على أريكتك, بنفس هذه الطريقة |
| Ofisini aradık ve oradaki kız bu işi kendisinin yaptığını söyledi. | Open Subtitles | لقد اتصلنا بمكتبك, فأخبرتنا السيدة هناك, بأنك طلبت منها القيام بأبلاغ زوجته |
| Anlamıyorsun! Geçebileceğime dair söz verdiler... / Ofisini ara. | Open Subtitles | انت لاتفهم انهم وعدوني باني استطيع ـ ـ اتصل بمكتبك |
| Saat beş gibi onları ofisine getiririm. | Open Subtitles | أنا سأجلبهم بمكتبك في حوالي الساعة الخامسة |
| Yarım saate, ofisinizde olurum ama yalnız gelmelisiniz. | Open Subtitles | يمكنني أن أكون بمكتبك خلال نصف ساعة، لكن يجب أن تأتي بمفردك |
| Belki Ofisindeki hava daha iyidir. Soru sormuyorum. | Open Subtitles | ربما يكون المزاج أفضل بمكتبك أنا لا أطلب منك ذلك |
| Ofisinizi arayacağız. ofisinize, yarın öğleden sonra geleceğinizi açıklayacaksınız. | Open Subtitles | اتصل بمكتبك و اخبرهم أنك ستكون هناك غداً عصراً |
| ofisinde seni töhmet altında bırakan kırmızı bir don var. | Open Subtitles | توجد لدينا لباس داخلية حمراء مدسوسة بمكتبك |
| Bunu trajik bir biçimde senin ofisinde sonlandırdığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف أنه عندما وأخيراً سمحت الفرصة كنتُ بمكتبك |
| İlle süslü ofisinde düz duvara mı tırmanmam gerek? | Open Subtitles | هل احتاج إلى التمخطر بمكتبك المزين لإثبات ذلك؟ |
| Rica etsem seninle ofisinde biraz konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا ان نتحدث معك بمكتبك ؟ |
| ofisinde çalışmak istemiyorsan, klinikte çalışabilirsin. | Open Subtitles | اعمل بالعيادة إن لم تود العمل بمكتبك |
| Yoksa Ofisini ona göre hazırlardım. | Open Subtitles | معاق وإلاّ لكنتُ أجريتُ التعديلات اللازمة بمكتبك |
| Ofisini aradım,ama dışarıda olduğunu söylediler. | Open Subtitles | جربت الاتصال بمكتبك ولكنهم قالوا أنك بالخارج |
| Neye malolduğu önemli değil. Hattı kes, yoksa elektrik Ofisini ararım. | Open Subtitles | لا يهم، ولكن لا غش أفصله فحسب وإلا سأتصل بمكتبك |
| Sana merhaba demek için ofisine uğradım ama sen koşmaya başladın. | Open Subtitles | لقد مررت بمكتبك لألقي التحية وإذا بك تهرب راكضاً |
| ofisine asarsın diye düşündüm, masanın karşısındaki duvara. | Open Subtitles | فكرت ربما تعلقها بمكتبك بالجدار المقابل لمكتبك. |
| Kapı açıktı. Sanırım telefonumu ofisinizde unuttum. | Open Subtitles | لقد كان الباب مفتوحاً أظنني قد تركت هاتفي بمكتبك |
| Benim için bir şey daha yapmanı istiyorum. Bunu Ofisindeki telefonla birlikte FBI'a ver. | Open Subtitles | أريدك أن تفعل شيئًا آخر من أجلي، خذ هذه و سلِّمها للـمباحث الفيدرالية مع الهاتف الخلويّ الذي بمكتبك |
| Ofisinizi arayıp istediğinizi söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك الاتصال بمكتبك واخبارهم بما ترغب به |
| - İhtiyar bir editör olarak masana zincirlenmek istemezsin, değil mi? | Open Subtitles | تظني؟ لا تريد أن تكون مُقيّد بمكتبك ككاتب عجوز، أليس كذلك؟ |
| Öğlen Bürona geldim ama yoktun. | Open Subtitles | لقد مررت بمكتبك اليوم للغداء ولم تكونى هناك |
| Büronu aradım. Nerede olduğunu onlar söyledi. Umarım sorun değildir. | Open Subtitles | لقد إتصلت بمكتبك ، لقد أخبروني أين أنت ، آمل أنك لا تمانعين |