| Hay Allah. Daha ne kadar ofisinde olacak? | Open Subtitles | هذا سىء للغايه ، الى متى سيكون متواجد بمكتبه |
| Ben Dünya'nın sonu gelirken, ofisinde oturan başkan olarak tarihte anılmayacağım. | Open Subtitles | لن أذكر في التاريخ على أني الرئيس الذي كان بمكتبه |
| - ofisinde bile yok. | Open Subtitles | إنه ليس بمكتبه حتـى لربّما يتناول الغداء |
| Birkaç gün sonra ofisini aradım, ama geri cevap vermedi. | Open Subtitles | وبعد عدة أيام، اتصلت بمكتبه لكن لم أتلق جواباً أبداً |
| ofisini aradım Washington'da olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لا, فقد اتصلت بمكتبه وأخبروني أنه كان بواشنطن. |
| Babam da tavanın neden sarktığını bilmediğinden ofisine çelik kolonlar yerleştirmişti. | Open Subtitles | انتهى الأمر به واضعاً عرضة حديدية بمكتبه لأن الأرض كانت منخفضة لم يعلم السبب |
| Belki biri bunu biliyordu ve odasında olacağını sandı. | Open Subtitles | ربما علم شخصاً ما بذلك واعتمد انه سيكون بمكتبه |
| Onları ofisinde tartışırken duydum. | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تعتقدين ذلك؟ لأنني سمعتهما يتشاجران بمكتبه |
| Bana bir iyilik yap. Tom Gregory'nin ofisinde ne kadar kalacağını öğren. | Open Subtitles | (ويلي)، اسدني صنيعاً من فضلك، اعلم إلى متى سيبقى (طوني غريغوري) بمكتبه. |
| ofisinde bugünkü ufak itirafından bahsetti. | Open Subtitles | أخبرني عن اعترافك الصغير بمكتبه اليوم |
| ofisinde hocasıyla işi pişirirken yakalar. | Open Subtitles | فرآها تقيم علاقة مع مدرّبها بمكتبه |
| ofisinde değildi. Nerede olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | لقد كان بمكتبه هل تعرف أين هو؟ |
| Çok üzgünüm Wendy ofisinde yok, mesaj bırakacak mısınız? | Open Subtitles | آسفه "ويندي" إنه ليس بمكتبه بعد أتأخذين بريده الصوتي؟ |
| Şuradaki telefonu kullanıp başkanın ofisini arayabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك استعمال ذلك الهاتف والاتصال بمكتبه |
| ofisini aradık. Saatler önce çıkmış. | Open Subtitles | لقد اتصلنا بمكتبه وقالوا أنه غادر قبل بضعة ساعات |
| Çünkü Deerfield polisinin gelip ofisini araştırırken yanlışlıkla Günahkâr Azizlerle ilgili bir dosya bulmalarını istememiş. İşte. | Open Subtitles | لأنه لم يشأ أن تبحث شرطة "ديرفيلد" بمكتبه وتجد بالصدفة شيئاً بملفه عن عصابة "سينير ساينتس"، هناك |
| Onun ofisine böcek yerleştirip ona işler öne sürdük bile. | Open Subtitles | لقد وضعنا أجهزة التنصت بمكتبه مسبقاً و أغريناه بالوظائف, |
| Reynolds seni ofisine çağırıyor. Bir zamanlar cephanelik olan bu yerde tüm çabalarıma rağmen hâlâ çok teçhizatımız var. | Open Subtitles | رينولدز يريدك بمكتبه لهيكل كان مرة مستودع للأسلحة |
| Sorularını cevaplarken onun ofisine bakıp durmasan olmaz mı? | Open Subtitles | أيمكن أن لا تبحث بمكتبه بينما أجيب عن أسألتك |
| Yemek yediği zamanlar hariç, tüm gününü odasında geçirirdi ki çoğu zaman kendi masasında yerdi. | Open Subtitles | لقد كان يغلق عليه مكتبه طوال الليل والنهار باستثناء عندما كان يخرُج لتناول الطعام لكنه عادة ما كان يأكل بمكتبه |
| Babamı en son çalışma odasında ölü olarak gördüm. | Open Subtitles | آخر مرة رأيت والدي كانت و هو ميت بمكتبه |
| Çünkü masasının önünden geçerken, şunu gördüm. | Open Subtitles | لإنني فقط مررت بمكتبه ورأيت هذا |
| O zaman sanırım Credit Versoix'teki Ofisinden başlamalıyız. | Open Subtitles | ثمّ أحزر بأنّنا يجب أن نبدا بمكتبه في فرسوا للائتمان |
| Peki. Ofisiyle görüş. Müsait olunca beni arasın. | Open Subtitles | حسناً، اتصل بمكتبه واجعله يتصل بي في أسرع وقت ممكن |