| Dr. Garrec hakkında şikayet başvurusunda bulunan Sonia Jasmin dün evinde ölü bulundu | Open Subtitles | سونيا جاسمن التي رفعت دعوة قضائية ضده وجدت ميتة بمنزلها |
| Anna seninle gelecek ve kız kardeşim Rosamund'la Belgrave Square'daki yeni evinde kalacaksın. | Open Subtitles | "آنا" ستذهب معكِ و ستقيمون عند أختي "روزاموند" بمنزلها الجديد في ساحة "بلغريف" |
| Kız kardeşim kendi evinde yaşarken rahat hissetmiyor ve dönümlerinde rahatça ailesiyle beraber olamıyor. | Open Subtitles | اختي لاتشعر بالامان لكي تعيش بمنزلها أو أن تكون مع والديها في الذكرى السنوية. |
| evini arazisini ve tüm resimlerini genç sanatçılara bağışlamış | Open Subtitles | لقد تبرعت بمنزلها وأرضها و.. وكل أعمال الرسم خاصتها للفنانين الشباب |
| evini aradım ama sen yoktun. | Open Subtitles | اتصلتُ بمنزلها لأعثر عليك لكنك لم تكن هناك أيضاً. |
| Doktor enazından Evine telefon etmesi için Onu ikna etmeye çalışmış. | Open Subtitles | وخلال العشاء حاول الطبيب إقناعها بأن تتصل بمنزلها على الأقل . |
| Ve sen bu pisliği yapıyorsun. Her gün Evinin önünden geçiyorsun. | Open Subtitles | ثم تقوم بذلك العمل السيء تقود ماراً بمنزلها يوماً بعد الآخر |
| Kısa süre önce boşanmış. Dün gece bir kızla yatmışsın. Onun evinde, seninkinde değil. | Open Subtitles | تطلقتَ مؤخراً ونمتَ مع فتاة ليلة أمس بمنزلها لا بمنزلكَ |
| Evet, suç mahallinde ve evinde yoktu. | Open Subtitles | نعم ، لم يكن بمسرح الجريمة ولم أستطع إيجاده بمنزلها أيضاً |
| Kendini evinde ve güvende hissetmesini sağlayacaksınız. | Open Subtitles | إحرص على أن تجعلها تشعر بالترحاب وأنها بمنزلها هل يمكنك القيام بهذا؟ |
| Ellie benim üniversitede fizik asistan hocamdı ondan ders konusunda yardım istemiştim o da geceleri onun evinde çalışabileceğimizi söylemişti. | Open Subtitles | ايلي كانت مساعدة تعليمي النفسيه في الكليه لذا طلبت منها المساعده وقالت أن ساعات المكتب كانت تلك الليله بمنزلها |
| evinde çocukluğumdan kalma eşyalarla dolu bir odası var kitap dolabındaki gizli kapının arkasında. | Open Subtitles | لديها غرفة مملوءة بأغراض طفولتي بمنزلها وراء مدخل سري في خزانة |
| - Harika. Telefonla ararım. - Yüz yüze duymak istiyormuş, evinde. | Open Subtitles | رائع، سأجري المكالمة - إنها تودّ سماعه شخصياً، بمنزلها - |
| evinde çocuklara bakıyormuş. Bu kulağa... | Open Subtitles | تدير حضانة بمنزلها تبدو كالنوع الذي.. |
| Kendisi, 8 aylık kızının Butler County'deki evinde çıkan yangında ölmesinin ardından yaşadığı şok sonrasında tedavi görüyordu. | Open Subtitles | بسبب وفاة ابنتها بعمر ثمان شهور والتي توفيت في حريق بمنزلها في مقاطعة بتلر... |
| Strauss'a evinde saldırmak çok daha kolay olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل مهاجمة ستراوس بمنزلها |
| Kadının evini arama. Muhtemelen dinleniyordur. | Open Subtitles | مهلاً لا تتصل بمنزلها من المحتمل انهم يتصنتون عليه |
| Anneni umursamıyorum, sular altında olan evini, yada seni, bu durumda umursamıyorum. | Open Subtitles | انا لا اكترث بامك او بمنزلها الغارق بالماء ولا بك كذلك |
| Herkes çıldırmış. Pennsylvania'da bir kadın çocuklarını öldürüp evini yakmış. | Open Subtitles | -حسنا , العالم كله أصيب بالجنون أحد النساء في بينسلفينيا أطلقت النار على أطفالها الثلاثة ثم أشعلت النار بمنزلها |
| Çünkü çıkmadan evini aradım ve kocası gece geç saate kadar dönmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لأني اتصلت بمنزلها قبل أن نغادر... وزوجها أخبرني.. إنها لن تعود إلا في وقت متأخر. |
| Tüm yerel birimleri onun Evine yönlendir. | Open Subtitles | لنأتى بجميع المحيطين بمنزلها اللندنى الجديد |
| Sonuca çok geç vardım. Kendimi yerden yere vurabilirim. Evinin mutfağı aranmamıştı, çünkü orası kendi mülküydü. | Open Subtitles | بالواقع، توصلتُ لهذا متأخراً جداً، كنتُ لأتغلّب على نفسي كان المطبخ بمنزلها غير ملموس لأنه كان مكانها |