| Sana yeni bir silah almak istiyordum. Onlarla ilgili her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | كنت اريد شراء بندقية جديدة لك, وهو كان يعرف كل شئ عنها |
| Kaç, ve Birleşik devletlerde ki silah taşıyan her idiotta senin peşinden gelecektir. | Open Subtitles | اهرب وسيكون وراءك كل ابله يحمل بندقية فى اميريكا 321 00: 27: 32458 |
| - Bir rapor, bir tüfek veya tabancadan diyor. - Evet, gördüm. | Open Subtitles | ـ قذيفة واحدة من بندقية أو مسدس ـ نعم ، أنا أراه |
| Sheldon sıkıştır onu! Ateş et! Plazma silahı'nı şarj ediyor! | Open Subtitles | شيلدن، إنه أمام عينيك أطلق النار، إنه يشحن بندقية البلازما |
| Şimdi, bu iki Kızılderili... 100 tane tüfeği nereden buldu, ha? | Open Subtitles | ..الآن , كيف لإثنين من الهنود إيجاد 100 بندقية , هاه؟ |
| Ama pratikte... aldatılan koca, gidip kendine bir silah alır. | Open Subtitles | لكن الذي يحدث حقا هو أن يشتري الزوج المغدور بندقية |
| İçinde silah varken o arabaya dönecek kadar aptal olduğumu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أنني بالغباء الكافي للعودة معك إلى العربة و معك بندقية هناك؟ |
| İçinde silah varken o arabaya dönecek kadar aptal olduğumu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أنني بالغباء الكافي للعودة معك إلى العربة و معك بندقية هناك؟ |
| - Güzel, yani ne tür bir silah... - ...aramamız gerektiğini biliyoruz. | Open Subtitles | جيد، وحتى الآن نحن نعرف ما نوع من بندقية نحن نبحث عن. |
| Dükkan sahipleri tezgahın altında silah bulunduruyor. Punk'lar sokaklarda azıttı. | Open Subtitles | ,أصحاب الدكاكين يَبقونَ بندقية تحت منضدتهم الأشرار يَعْبثونَ في الشارعِ |
| Kan var ve elimde boş mermi kovanı tutuyorum. Bir tüfek fişeği. | Open Subtitles | لقد وجدت دم ، وفي يدي الان غلاف فارغ ، خرطوشة بندقية |
| Birisi bir tüfek falan alıp şu köpeklerden kurtulabilir mi lütfen? - | Open Subtitles | هلا جلب أحدكم بندقية أو شيء ما ويتخلص من هذه الكلاب، رجاءاً؟ |
| silahı var ama dolu değil, O yüzden onu vurmayın. | Open Subtitles | يحمل بندقية لكنها ليست معبأة.. لذا لا تطلقوا عليه النار, |
| Henry veya Spencer'a saygısızlık etmeden bunun dünyanın en iyi silahı olduğunu söyleyebilir miyiz? | Open Subtitles | دون أن أظلم البندقية الهنري أو السبنسر هل نتفق أن هذه أفضل بندقية في العالم؟ |
| Bana sorarsan şimdiye dek yapılmış en iyi nişancı tüfeği. | Open Subtitles | إنها أفضل بندقية قناص على الإطلاق إذا كنت تريد رأيي |
| Ön balistik incelemelerde, postacıyı vuran kurşunla, onun tüfeği uyuşuyor. | Open Subtitles | أولي مباريات المقذوفات له بندقية لقتل ساعي بريد في و |
| silahlı bir beyaz adam. Aynı bok 425 yıl önce halkıma aynen yapılmıştı. | Open Subtitles | رجل ابيض بيدية بندقية , نفس الهراء الذى يحدث لقومى منذ 425 سنة |
| İnsanların hayatını tehlikeye atıyorsun ve bir silahın bile yok, öyle mi? | Open Subtitles | تأخذ الناس إلى حياة أو موت الحالة، وأنت ما عندك بندقية حقيقية؟ |
| Ahti'nin silahını al. Ona artık ihtiyacı olmayacak. | Open Subtitles | يأخذ بندقية لاهتي، أنه لن يكون يحتاجون ذلك. |
| Sadece at sırtında. Ve yüz yüze tüfekle. | Open Subtitles | تقريبا ، لكن على صهوة جواد وبواسطة بندقية محشوة من الأمام |
| Valizimde bir silahım olamaz mı? | Open Subtitles | ألا يحتمل أن يكون هناك بندقية في الحقيبة؟ |
| Ama saat 15: 10'da ve elimde silahla ben arkandayken. | Open Subtitles | لكن عندما تحين الساعة 3: 10 وسأكون خلفك حاملا بندقية |
| Öncelikle, tabanca taşıyan bir çam yarmasıyla iş konuşurken kendimi rahat hissetmiyorum. | Open Subtitles | أولاً : لا أشعر بالراحة بالتحدث عن العمل مع عملاق يحمل بندقية. |
| Bir de yedek tabancası var. O yüzden, dikkatli olun. | Open Subtitles | وهو يحبّ إستعمال بندقية الرمح أيضا , كذلك كن حذرا. |
| Neden hayatında hiç silaha el sürmemişsin hissine kapılıyorum? | Open Subtitles | لماذا يراودني الشعور انكِ لم تلمسي بندقية من قبل؟ |
| Dedem dedi ki, büyüyünce Samuel amcanın tüfeğini alabilirmişim. Gelip görmek ister misin? | Open Subtitles | ,قريبا سأخذ بندقية عمى صامويل أيضاً هل يمكنك أن تأتى وترى هذا ؟ |
| Ayrıca keskin nişancı tüfeğiyle 2.5 kilometre öteden öldürücü vuruş yapar. | Open Subtitles | وقالت انها هي القاتلة مع قناص بندقية من بعد ميل ونصف. |