| Duruma göre değişir. Silahımı tamirciden almak için para lazımdı. | Open Subtitles | هذا رهن بالظروف ، أردتُ المال كي أستعيد بندقيتي من صانع الأسلحة. |
| Jason'ın adamlarından üçü arkamızdan geldi. Biri Silahımı aldı. | Open Subtitles | ثلاثة من رجال جيسون جائوا من خلفنا ، احدهم اخذ بندقيتي |
| İIk ateşi askerler açmayacak... ama ben gidip Tüfeğimi alacağım... ve seninle savaşmaya geleceğim. | Open Subtitles | سوف لن يطلق الجنود النار اولا ولكن ساذهب واجلب بندقيتي واعود كي اقاتلك |
| Dönüp Tüfeğimi bulduğumda gördüm ki, Tüfeğim kırılmıştı. | Open Subtitles | ، ثمّ عندمـا جئت ووجدت بندقيتي تغيّر الوضع تمـاماً |
| Siz burada olmasaydınız, yanımda Tüfeğim, onunla ava gitmiş olacaktım. | Open Subtitles | لكنت أصطاد معه الآن لولا حضوركم هنا ولكنت مصوّباً بندقيتي |
| Şimdi, gördüğün gibi burada makineli silahım duruyor, atın üstünde. | Open Subtitles | الان وكما ترى جعلت بندقيتي الآلية على الصف باتجاه الملك |
| Ayyaş olabilirim, kendi Silahımı dolduramayabilirim ama bana işimi nasıl yapacağımı söyleme. | Open Subtitles | ربما اكون سكرانا ، وربما لااستطيع حتى حمل بندقيتي لكني لااحتاج ان تخبرني كيف اقوم بعملي |
| Sigaramı bitirince Silahımı alabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك أخذ بندقيتي عندما أنتهي من سيجارتي |
| Silahımı temizliyorum. Güvenlik mandalı kapalı... | Open Subtitles | أنظف بندقيتي دون إقفال زر الأمان دونإقفالزر الأمان.. |
| Siz güçlü ve çekici erkekler, yaprakların arasında Silahımı bulmama yardım etmezsiniz değil mi? | Open Subtitles | أنت أشخاص ضخام كبار لا يساعدني على العثور على بندقيتي تحت هذا الوحل، أليس كذلك؟ |
| "Tüfeğimi onun mutfağında bıraktım. | Open Subtitles | ألقيت بندقيتي في مطبخه معتقدا بأنها لم تكن محشوة |
| Tüfeğimi veririm sana, anlaştık mı? | Open Subtitles | إذا لم تخبر أمي فسوف أتركك تستعير بندقيتي أحياناً, طيب؟ |
| Tüfeğimi alacağım ve o... çocuğunu ellerimle öldüreceğim. | Open Subtitles | سأحضر بندقيتي وسأذهب واقتل ذلك الحقير بنفسي |
| 5,56mm çapındaki mermisinin ilk hızı 850 metre/saniyedir. "Bu benim Tüfeğim." Tekrar et. | Open Subtitles | سرعة الإطلاق 2000 قدم بالثانية هذه بندقيتي كرر من خلفي |
| "Tüfeğim olmazsa ben bir hiçim." | Open Subtitles | من دون بندقيتي أنا لا شيء قلها أيها الأحمق |
| Öldürseydim, başıma bunlar gelmezdi. silahım tekledi. | Open Subtitles | وكنت انوي قتله ، لولا بندقيتي التي وضعتني في هذا المأزق |
| Hala yaşıyor olmamın tek nedeni Alman'ın birisinin silahım tutukluk yaptı diye beni bırakmış olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لكوني ما زلت حياً أن أحد الألمان تركني أذهب عندما تعطّلت بندقيتي |
| Benim silahım ateşlenmedi. | Open Subtitles | بندقيتي لَمْ تُطلَقْ. أنت يُمْكِنُ أَنْ تُدقّقَه. |
| - Bir kez, bayım. Bir kez sadece Silahımın ucuna kadar geldi. | Open Subtitles | مرة واحدة ، خلال 13 شهر كان على مرمى بندقيتي |
| Rüyamda bir görevdeyim ve tüfeğimin dürbünüyle bakınıyorum. | Open Subtitles | حلمتُ أنني كنتُ في مهمة، أنظر عبر منظار بندقيتي. |
| Tabancam yanımda olmadan şuradan şuraya adımımı atmam. | Open Subtitles | انا لا اذهب اي مكان بلا بندقيتي |
| İsterseniz benim tüfeğini almak alacağımı, dayan. | Open Subtitles | تشبث إذا كنت تريد سأحضر بلدي بندقيتي |
| Kendim yaptım demek isterdim ama tabancamı versen iyi olur. | Open Subtitles | على رسلك أنا أود أن أنال الفضل فيه قد تريد تسليمي بندقيتي |
| "Bu benim Tüfeğim." "Bir sürü tüfek var, ama bu tüfek benim." | Open Subtitles | هذه بندقيتي يوجد الكثير مثلها و لكن هذه لي |
| Tüfeğimde yediğiniz tüm yemeklerden fazla çentik var. | Open Subtitles | هناك نتوءات على بندقيتي أكثر من عدد مرات تناولك عشاءاً ساخناً |