| O bir Yunanlı ve Limonlu diş macunu gibi kokuyor ve cildi bir kaşığın arkası kadar pürüzsüzdür. | Open Subtitles | هو يوناني ويفوح برائحة سائل الغسيل بنكهة الليمون وبشرته ناعمة مثل ظهر الملعقة |
| Limonlu dondurmaları var, hindistan cevizli dondurmaları var. | Open Subtitles | لديهم مشروب بنكهة الليمون الأخضر لديهم بنكهة جوز الهند |
| Ama kim bilir neden Limonlu sodayı sevmiyorlar. | Open Subtitles | لكن لسبب ما كانوا يكرهون المشروبات بنكهة الليمون |
| Limonlu tavuk. Çok güzeldir. | Open Subtitles | دجاج بنكهة الليمون ، إنه رائع جداً. |
| Sadece Limonlu. Ya sen, koca adam? | Open Subtitles | لا تقلق، إنه بنكهة الليمون |
| Bu da ne? Limonlu çay. | Open Subtitles | انه شاي بنكهة الليمون |
| Limonlu. | Open Subtitles | بنكهة الليمون" |