| Bunlar, bir çeşit tarafsızlık terimini paylaşabilen kararlar: kamu yatırımı kararları. | TED | هذه قراراتٌ يمكن أن تتسم بنوعٍ من الموضوعيّة، كقرارات الاستثمار العام. |
| Dwight Dziak partiden sonra buraya geldi ve aranızda bir tartışma yaşandı. | Open Subtitles | عاد دوايت ديزياك هنا بعد الحفلة ودخلتما أنتما الأثنان بنوعٍ من المشاجرات |
| Fakat bu kitap Patrick'i bir panik haline soktu. | TED | إلا أن هذا الكتاب أصاب باتريك بنوعٍ من الذعر. |
| İçimi bir çeşit öfke kaplamıştı, garezim günbegün artıyordu. | Open Subtitles | شعرت داخلي بنوعٍ من الضغينة و الغضب الطافح |
| Şimdi bu kıza dönüşme olayı bir tür cinsel kararsızlıktan mı ortaya çıktı? | Open Subtitles | إذًا بخصوص تحوّلك لفتاة، ألهذا علاقة بنوعٍ من الحيرة الجنسية؟ |
| Katil onu bir tür çürütücü sıvı ile ıslatmış. | Open Subtitles | حسنٌ القاتل صهرها بنوعٍ من المواد الكيميائية الآكلة |
| Bu adam şimdi yeni bir sabun türüyle duş aldı. | Open Subtitles | هذا الرجل قد استحم للتو بنوعٍ جديد من الصابون |
| Anlaşılan büyük bir trajedi yaşamışsın ama olanların benimle ilgisi yok. | Open Subtitles | تبدو كأنك تمر بنوعٍ من المأساة لكن لم يكن لي شأنٌ بذلك |
| Sonunda değişik bir uyku tadacağım, bir daha uyanmayacağım bir uyku... | Open Subtitles | وبما أنّ الآن حظيت بنومة مثلى سأحظى في النهاية بنوعٍ مختلف من النوم |
| Görünüşe göre ilaçla ilgili bir deney yapıyorlarmış. | Open Subtitles | يبدو أنّهم كانوا يقومون بنوعٍ من الأبحاث الدوائيّة. |
| Sorun ise sanırım bir tür kod kullanıyor. | Open Subtitles | المشكلة هي، أن قائمة العملاء بنوعٍ من الأكواد |
| Kendisine özel bir pozisyon yaratabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نأتي بنوعٍ من الدور المخصص لها |
| Dünya üzerindeki tüm karaların çeyreği olağanüstü tek bir bitki türüyle kaplıdır. | Open Subtitles | ربع الأراضي على الأرض مغطّى بنوعٍ واحد ملحوظ من النبات |
| Orman doğaüstü enerjisi olan bir yer falan mıydı? | Open Subtitles | هل تلك الغابة كانت منطقةً مشحونة بنوعٍ ما من الغموض أو بشيءٍ ما؟ |
| Renkli duyu gibi bir türüne sahip olmak, %50 ihtimalle ikinci bir şans türü verir, hatta üçüncü ya da dördüncü tür. | TED | إذا كنت مصابا بنوعٍ واحدٍ كالسماع الملوَّن، فإن هذا يعطيك احتمال 50% لحصولك على نوعٍ ثانٍ، وثالثٍ، أو حتى نوعٍ رابع. |
| İçinde... bir çeşit boşluk hissedersin. | Open Subtitles | أنت تشعر بنوعٍ من الفراغ الداخلي |