| Aslına bakarsanız, bu adamı yakalamak için hepinizi geliştirmem gerekecek. | Open Subtitles | في الحقيقه, اذا كنا سنذهب للأمساك بهذا الرجل علي تحديثك |
| Siz, Rose, bu adamı kocanız olarak kabul ediyor musunuz? | Open Subtitles | هل تقبلين روز بهذا الرجل ليكون زوجك المخلص |
| bu adamı tanımaya çalış: Leon Sprague. | Open Subtitles | يجب أن تتعرف بهذا الرجل إسمه ليون سبرانج |
| Bu adama karşı her şeyini ortaya koymuşsun değil mi? | Open Subtitles | ياللهول , لقد تعلقت كثيراً بهذا الرجل , أليس كذلك؟ |
| Bu adama yardım etmek yerine bir duvar yapalım." | TED | بدلاً من أن نرّحب بهذا الرجل بيننا، فلنبن جداراً. |
| Ve görünüşe bakılırsa, nasıl desem, Bu adamla çok yakın olmalısınız. | Open Subtitles | يبدو أنك كنت ، حسنا ، دعينى أقول على علاقة وثيقة بهذا الرجل |
| bu adamın icabına bak ve karşıma çıkma, Hiç bir sorunumuz olmasın. | Open Subtitles | ستعتني بهذا الرجل وتبتعد عن طريقي، وبهذا نتصافى |
| Sırf senin için, Bu herife güvenmeye zorladım kendimi. | Open Subtitles | من أجلكِ , أجبرتُ نفسي على الوثوق بهذا الرجل |
| Polisi arama, tamam mı? bu adamı ara. F.B.I.'dan. | Open Subtitles | لا تتصلي بالشرطة فقط اتصلي بهذا الرجل من الاف بي اي |
| bu adamı yakalamanın en kolay yolu bu diye düşünmelilerdi. | Open Subtitles | أعتقد أنها اسهل طريقة للأمساك بهذا الرجل |
| bu adamı gerçekten istiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تريد الإمساك بهذا الرجل فعلاً أليس كذلك؟ |
| bu adamı gerçekten yakalamak istiyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تريد الإمساك بهذا الرجل فعلاً أليس كذلك؟ |
| Ve bu adamı şereflendirmekte bu kadar kararlıysa, yarınki yıldönümünü idamın duyulması için kesinlikle boşa geçirmeyecektir. | Open Subtitles | ،ولو قرر أن يحتفل بهذا الرجل فلن يدع ذكرى إعدامه غدًا تمر مرور الكرام |
| Kanunları uygulamak için bu adamı feda edebilirim! | Open Subtitles | لإبقاء حكم القانون سأضحي بهذا الرجل بكل سرور |
| Patron, Bu adama biraz fazla güvenmiyor muyuz? | Open Subtitles | أيها الرئيس، ألا تعتقد بأننا نثق بهذا الرجل أكثر من اللازم؟ |
| Üstad Bra'tac, umarız Bu adama olan inancınız haklıdır. | Open Subtitles | معلم بريتاك دعنى نتمنى أن إيمانك بهذا الرجل يستحق التفائل |
| Bu adama hiç güvenmedim. Bu kötü, bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | أنا لم اثق بهذا الرجل ابداً إن الموقف سيْ يجب أن نفعل شيئاً |
| Bayan Soong, Bu adamla olan ilişkiniz söylediğiniz gibi gelişigüzel ise bu hasmane tavrınızı anlayamıyorum. | Open Subtitles | انسة سونج لو كانت علاقتك بهذا الرجل علاقة عابرة كما تقولين فانا لا افهم سبب عداوتك الظاهرة لنا |
| bu adamın icabına baktığını sanmıştım. | Open Subtitles | أنتظر لحظة. لقد ظننت انكَ تعتني بهذا الرجل. |
| Lois Bu herife vuruldu onun hakkında tek bildiğimiz benden hızlı yüzmesi. | Open Subtitles | (لويس) متيمة بهذا الرجل وكل ما نعرف عنه بأنه يسبح أسرع مني |
| Ve Bu adam, Mr. Inami Naomi bu elleri etkiledi. | TED | و هذه الأيدي كانت متأثرة بهذا الرجل: السيد انامي نيومي. |
| Millet, o özel kişiyi bulduğunuz zaman... O adama, o kadına sıkıca sarılın... sevin onu, hoş tutun, bağrınıza basın, hoş tutun onu! | Open Subtitles | ايها الناس عندما تجدوا الشخص المميز .. ِ يجب ان تمسكوا بهذا الرجل تمسكوا بهذه المرأة .. |
| ayrıca O adamı New York'tan getirip şahitlik etmesini sağlayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني القول أيضا أنني سآتي بهذا الرجل بالطائرة من نيويورك |
| Öpüşmemizin her saniyesinde daha iyi anlıyordum, bu adamdan hoslanmıştım. | Open Subtitles | مع كل لحظة بقبلنا ازداد الأمر وضوحاً أنا معجبة بهذا الرجل حقاً |
| Markete giderken bu herifle karşılaştım. | Open Subtitles | إلتقيت بهذا الرجل عندما كنت خارجا من المحل |
| Bu adamda farklı bir şeyler vardı. | Open Subtitles | كان ثمّة أمر مغاير بهذا الرجل. |
| Ben de Bu herifi yakalamayı en az senin kadar istiyorum. | Open Subtitles | أنصت، أنا أود الإيقاع بهذا الرجل مثلكَ تمامًا. |