| Sonra ofisini aradım, ama görünüşe göre "Bayan Önemli" annesini arayamayacak kadar meşgulmüş! | Open Subtitles | ثم اتصلت بالمكتب ولكن فيما يبدو أن الآنسة المهمة كانت مشغولة جدا للاتصال بوالدتها مرة أخرى |
| Sonra sarhoş oldum. annesini aradı. | Open Subtitles | و بعدها اصبحت ثمل و قامت بالاتصال بوالدتها |
| annesini ele geçirilen bir İspanyol köle gemisinde bulmuş. | Open Subtitles | لقد إلتقى بوالدتها على سفينة عبيد إسبانية |
| Ve bence seninle bir şansı olduğuna inanırsa, her şeyi yapacaktır, hatta kendi annesine bile sırtını dönebilir. | Open Subtitles | وأظنها ستفعل أي شيء إلى درجة أن تشي بوالدتها إذا ظنت أن لديها فرصة معك |
| Melissa gelene kadar bir süreliğine.. annesine bakmak için yanına taşındı. | Open Subtitles | لفترة، حتي جاءت (ميليسا)، لقد إنتقلت للعيش هنا حتي تعتني بوالدتها. |
| Bütün bu olanlardan ve annesinin yüzünden bir parça yalnızlık çekiyordu. | Open Subtitles | ولقد كانت وحيدة في كل هذا الأمر الخاص بوالدتها |
| Athena'nın babası West Bank'te büyüdü ve annesiyle karşılaştığı Şikago'ya taşındı. | TED | والد أثنيا تربى في الضفة الغربية وانتقل إلى شيكاغو، حيث التقى بوالدتها. |
| Çocuk hizmetlerini ara ya da ne bileyim annesini falan çağır şunun. | Open Subtitles | فقط اتصلي بخدمات الطفل أو اتصلي بوالدتها |
| Kaybolduğu gece annesini aramış be. | Open Subtitles | لقد اتصلت بوالدتها في الليلة التي ضاعت فيها |
| annesini aradım ve sizin, onların aile dostu olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | لقد اتصلت بوالدتها وقالت أنك صديق للعائلة |
| Sonra annesini arar ve sorar: ''Anne, domuz pişirirken neden butunu kesip atıyordun?'' | TED | وفي الحال تتصل بوالدتها , و تقول , " مام , لماذا تقطعين مؤخرة قطعة اللحم عندما تصنعينها ؟ " |
| Hemşireye annesini aramasını söyleriz. | Open Subtitles | سوف نجعل الممرضه تتصل بوالدتها |
| En son annesini aradığında haberini almışlar. | Open Subtitles | أخر شخص سمع عناه كانت تتصل بوالدتها |
| Michael'ın bulup iade ettiğini düşünen Lindsay... yeni bir tane alabilmek umuduyla annesini aradı. | Open Subtitles | مفترضه ان مايكل وجده و ارجعه ... .......... - اتصلت ليندسى بوالدتها على امل ان تحصل على المال لواحد جديد |
| Ve o annesini aradı ona VFW salonunu ayarlamasını söyledi. | Open Subtitles | ...ثم اتصلت بوالدتها لتخبرها أن تحجز قاعة الزفاف اللعينة :وأنا أقول "هل هناك سلم حريق هنا؟" |
| Ama bu kız neden Wakefield'ın annesine yaptıklarından sonra gidip bunu yaptırmış? | Open Subtitles | لكن ما سبب قيام شابة صغيرة بكتابة هذا الوشم على جسدها بعد ما فعله (ويكفيلد) بوالدتها ؟ |
| Bracken bir megoloman, Beckett onun bütün hayatını mahvetti. annesine yapılanlar için adalet olsa bile. | Open Subtitles | (براكن) مهووس بالعظمة، والذي يلوم (بيكيت) على إفساد حياته حتى لو كان عدالة لما فعله بوالدتها. |
| Julie'ye de söyle annesine göz kulak olurum. | Open Subtitles | أخبر (جولي) أنني سأعتني بوالدتها |
| Diana annesinin gölgeler kitabını buldu. | Open Subtitles | ديانا" وجدت كتابَ الظلال" الخاص بوالدتها |
| annesinin nere olduğunu bulmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | ونحاولُ الإتصالَ بوالدتها حاليّاً |
| Trish, Florida'ya ölüm döşeğindeki annesiyle ilgilenmek için taşınıyor. | Open Subtitles | تريش ستنتقل الى فلوريدا لتعتنى بوالدتها التى تحتضر |