| Güneşte kurutulup toz haline getirilmiş Brezilya deniz kırkayağının siyah eti. | Open Subtitles | بودرة اللحم الأسود المجفف من أم الأربعة و الأربعين البرازيلية العملاقة |
| Boya dükkanındaki malzemelerin laboratuvar testleri toksinlerin toz halde olduğunu onaylıyor. | Open Subtitles | نتائج المعمل في متجر الطلاء يؤكد أن السم في صورة بودرة |
| İçinde kabartma tozu bulunmuş. Kim kimi kazıklıyor General? | Open Subtitles | يخلط معه بودرة العجين اذا من أيها الجنرال؟ |
| Böcek tozu sorunu olan ilk kişi sen değilsin. | Open Subtitles | أنت لست أول شخص تكون لديه مشكلة مع بودرة الحشرات |
| Ama pudra şekeri olmasın, hak etmiyorum. Belki çok az olabilir. | Open Subtitles | لكن بدون بودرة سكر ، لست أستحقها ، ربما القليل منها |
| Ayrıca delil olarak yüz pudrası ve Kurtuluş Ordusu yatakhanesi var. | Open Subtitles | و لدينا دليل بودرة الوجه و فندق جيش الخلاص |
| İlk kokoin yasağı da benzer yolla yapıldı. Zenciler, güney toplumunda ırkçı korkuyla beyaz toz koklayıp olduğu yeri unutuyordu. | TED | وصدر أيضاً قانون حظرالكوكايين بدافع مخاوف عرقية من السود الذين يشتمون بودرة الكوكايين متناسيين مكانهم الملائم لهم في المجتمع الجنوبي. |
| Evet. Aslında yanında toz cabernet de olsaydı iyi olurdu. | Open Subtitles | نعم، فقط لو كان لدي بودرة الكابرنيه لأكله معه |
| Castro'yu sakalına kaşındırıcı toz döktürerek çıIdırtmaya çalıştılar. | Open Subtitles | حاولت أن تصيب كاسترو بالجنون عن طريق وضع بودرة الحكة في لحيته |
| Anne o kadar yaşlı ki, memelerinden süt tozu çıkıyor. Sizi de onla beslemiş. | Open Subtitles | أمك كبيرة في السن حيث حليب صدرها أصبح بودرة وترضع هكذا |
| Peki sence meyve tozu ne anlama geliyor? | Open Subtitles | لذات ماذا تظنين ق ديكون بودرة الفواكهة ؟ |
| Fabrikalardan birinden süt tozu ya da bakteriden bir şey bulaşmış olabilir. | Open Subtitles | ممكن أن يكون بودرة حليب فاسدة أو بكتيريا من أحد المصانع |
| "ORİJİNALİ YERİNE GEÇER" "Bayan Leeds'in sağ baldırının iç tarafında pudra vardı. | Open Subtitles | وجدت آثار بودرة مسحوق على فخذ السيدة ليدز من الداخل |
| pudra lekelemiş yeleğinizi Ve yanağınızda sakal izi | Open Subtitles | هناك بودرة على ثوبك , يا سيدي و بعض الشعر النابت الخشن على خدك |
| Ceket yakanızın içinde pudra bulduk. | Open Subtitles | هناك اثار بودرة على الجانب الداخلى من الياقة |
| Şimdilerde çektiğim tek toz bebek pudrası. | Open Subtitles | البودرة الوحيدة التي أشمها هي بودرة الأطفال. |
| - Ellerindeki şey neymiş? - Bebek pudrası. Nedenini biliyor musun? | Open Subtitles | ماذ عن تلك المادة التي على يديه بودرة اطفال |
| -Kaçakçının ellerinde barut izi buldum. | Open Subtitles | اما يدا القائد كانتا نظيفتين البحث عن بودرة الكربون |
| - Sana bir şey söyleyeyim: Senin yumurtandansa yumurta tozunu tercih ederim. | Open Subtitles | دعني أخبرك شيئاً أنّي أتناول بودرة البيض كلّ يوم على طبق بيضك |
| Dökülmüş pudran ve eski parfüm şişelerinden başka bir şey bırakmadın burada! | Open Subtitles | (بلانش) ما من شيء هنا إلا بودرة مسكوبة وقناني عطر قديمة |
| Meyve tozunun bir ipucu olabileceğini. | Open Subtitles | عن ما قلتية انة يمكن ان تكون بودرة الفاكهة ربما تكون فكرة لشىء ما |
| Bu yüz pudrasını tespit ettirin, olur mu, Çavuş? | Open Subtitles | عليك بتحديد بودرة الوجه هذه أيمكن ذلك يا سيرجنت ؟ |
| Deodorantları bebek pudrasıyla, saç spreyiyle ve rujla. | Open Subtitles | مزيلات الروائح مع بودرة الاطفال رذاذ الشعرو احمر الشفاه |
| Böcek ilacı çaktım. Boşalmaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أنا أتعاطى بودرة الحشرات لست بحاجة للوصول للنشوة |
| Başınızdaki en ufak saçlara dahi tutunabilen harika bir tozdur. | Open Subtitles | انها بودرة رائعة تثبت اقل شعرة صغيرة بفروة الراس |
| - Oradayken aklınıza gelirse güneş koruyucu pudram aşırı derecede azalmış durumda. | Open Subtitles | لو فكرت في الأمر وأنتِ هناك، فلدي نقص خطير في بودرة واقي الشمس. |
| Ben 3 ay koyu renkte fondöten alamamıştım. | Open Subtitles | لم يحضروا بودرة البشره الداكنة لثلاثة أشهر الآن |
| Son birkaç yılımı iyosan pudrasına karşı bağışıklık elde etmeye çalışarak geçirdim. | Open Subtitles | قضيت آخر سنوات حياتى أزيد مناعتى ضد بودرة اليوكان |